Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e yönelik önemli açıklamalarda bulundu. 16 Ocak 2024 tarihinde haklarında karar çıkması beklenen ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek yemin eden teğmenlerin ihracı istenmesi konusunda bir soru önergesi vereceğini duyurdu. Bulut, bu durumu eleştirerek, Bakan Güler’e teğmenlerin yemin metnini okumalarının suç olup olmadığını sordu. Bulut ayrıca, aynı yemini eden teğmen ve astsubayları neden alkışlayıp tebrik ettiğini de sorguladı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Bulut’un önergesine verdiği yanıtta, bakanlığının yasalarla belirlenmiş görev ve sorumlulukları olduğunu hatırlatarak, “Görevli ve yetkili makamlar vasıtasıyla ilgili mevzuat hükümlerine riayet edilerek hukuka uygunluk denetimine açık, zamanında ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmektedir” biçiminde ifade etti. Güler’in yanıtı, birçok kişi tarafından tatmin edici bulunmadı.
SARIKLI AMİRAL EMEKLİ
Burhanettin Bulut, Güler’in bu yanıtını eleştirerek, “Bakan alakasız bir şekilde bakanlığın görev ve yetkilerini hatırlattı. Çünkü makul bir yanıtı yok. Bu yanlış yoldan dönün. Atatürk, ordumuzun ilelebet başkomutanıdır ve savunmak suç değildir” dedi. Bulut, ayrıca dünya genelinde kurucu liderine bağlılık yemini eden bir askerin ihracı istenmeyeceğini vurguladı ve “Sarıklı amiralı ordudan atmayıp emekli edenlerin derdi, ebedi Başkomutanımız Atatürk” şeklinde açıklamalar yaptı.
Bu tartışma, Türkiye’deki askeri ve sivil otorite arasındaki gerilimi bir kez daha gündeme getirdi. Özellikle Atatürk’e bağlılık yeminine sahip olan askerlerin durumu, siyasi ve sosyal tartışmaların odak noktası haline geldi. Teğmenler, yemin ettikleri değerlere sadık kalarak, Atatürk’ün ideolojilerini savunmanın peşindeler. Ancak, bu durum kamuoyunda farklı yorumlara neden oluyor ve askeri disiplin ile siyasi görüşler arasındaki çatışmayı gözler önüne seriyor.
Bulut’un açıklamaları, askeri ülkede Atatürk’ün rolü ve askerlerin bu yönelimi üzerine yoğun bir tartışma başlattı. Herkes, hem askerlerin hem de sivil yöneticilerin tavırlarını sorgularken, bu mesele Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleceği ve ulusun temel değerleri açısından önem arz ediyor. Kamuoyun dikkatini çeken bu sorular, ilerleyen günlerde çözüm bekleyen karmaşık bir meseleyi ortaya koydu.