CHP’li Belediyelerde ‘Kardeş Kardeş’ İhale
Son dönemde Türkiye’de belediye ihaleleri, şeffaflık ve adalet konularında tartışmaların merkezinde yer alıyor. CHP’li belediyelerde ortaya çıkan ‘kardeş kardeş’ ihaleler ise bu tartışmalara yeni bir boyut ekliyor. Bu durum, aynı siyasi partiye ait belediyelerin birbirleriyle özdeş, akraba veya yakın ilişkiye sahip firmalarla gerçekleştirdiği ihaleleri içeriyor.
Belirli bir dönem içerisinde, bazı CHP’li belediyeler arasında yapılan ihalelerde, aynı şirketlerin tekrar tekrar seçilmesi dikkat çekiyor. Bu güç birliği, yerel yönetimlerin kaynaklarını kullanarak birbirlerine destek olma şeklinde yorumlanıyor. Ancak bu durum, şeffaflık ve rekabet ilkelerine aykırı olarak değerlendiriliyor. Özellikle kamuoyunda, bu uygulamaların adalet anlayışını zedelediği iddiaları öne çıkıyor.
CHP’li belediyelerin yaptığı ihalelerde çoğu zaman birbirleriyle sözleşme yapan şirketlerin, aynı aileden veya dost gruplarından olduğu görülüyor. Yani, bir belediyenin ihale sürecinde kazanan firma, diğer CHP’li belediyelerde de sıklıkla görev alabiliyor. Bu durum, ihalelerde rekabetin azalmasına ve dolayısıyla kalitenin düşmesine neden olabileceği endişelerini doğuruyor.
Eleştirilerin yanı sıra, bazı belediyeler bu uygulamaların yerel ekonomiyi canlandırmak ve siyasi birlikteliği sürdürmek amacıyla gerçekleştirildiğini savunuyor. CHP yöneticileri, bu tür ihalelerin sosyal dayanışmayı artırdığı ve yerel kalkınmaya katkı sağladığı görüşündeler. Ancak bu bahaneler, halkın çoğunluğunda şeffaflık talebini karşılamıyor. İnsanlar, aynı zamanda kendi vergileriyle finanse edilen bu süreçlerin, daha adil ve eşit şartlarda yürütülmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu ihale sürecinde izlenen yöntemler, amacı dışında kullanılmakta ve kamu alımında adaletin yok olmasına neden olmaktadır. Eleştirmenlere göre, bu durum, siyasi kaygılar ve kişisel ilişkiler nedeniyle pek çok yetkin firmanın ihale süreçlerinden dışlanmasına yol açıyor. Rekabet yerine kayırmacılığın öne çıktığı bir ortamda, şeffaflık konusu tekrar gündeme geliyor.
Ayrıca, CHP’li belediyelerdeki bu tür uygulamalar, diğer siyasi partiler tarafından da eleştiriliyor. Sadece AK Parti temsilcileri değil, muhalefetteki diğer gruplar da bu uygulamaların yönetim anlayışına zarar verdiği görüşünde birleşiyor. Özellikle, Türkiye genelinde yerel yönetimlerin güvenilirliğini zedeleyecek olaylar karşısında ciddi bir sosyal tepki oluşmuş durumda.
Sonuç olarak, CHP’li belediyelerdeki ‘kardeş kardeş’ ihale uygulamaları, adalet, şeffaflık ve rekabet ilkeleri açısından ciddi sorunlara yol açmakta. Bu durumun devam etmesi, hem belediyelerin itibarını azaltmakta hem de halkın yönetime olan güvenini zedelemekte. Kamuoyu, yerel yönetimlerin daha adil ve eşit şartlarda ihaleler gerçekleştirmesini talep ediyor. Bu süreçte, yerel yönetimlerin daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesini benimsemeleri gerektiği görüşü ön plana çıkıyor.
