Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “hastalıklı zihniyet” olarak adlandırdığı CHP’li belediyelerin Arapça tabelalara karşı yaptığı uygulamalar ülke genelinde yayıldı. Bu uygulamaların esnaflar üzerinde baskı oluşturduğu ve Arapça ifadelerin kaldırıldığı görüldü. Ayrıca, CHP’li belediyelerin sadece Türkçeyi değil, İngilizce tabelalara dokunmamaları gerçek amacın Türklük ve Türkçe olmadığını gösterdi.
Bu uygulamalar Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın başlatmasıyla diğer CHP’li belediyelere de sıçradı. Uşak, Afyonkarahisar, Kilis gibi şehirlerde Arapça tabelalara karşı sert önlemler alındı. Örneğin, Uşak Belediyesi nikah ücretlerini yükseltirken mültecilere ait iş yerlerini mühürledi. Gittikçe artan bu uygulamalar, CHP’li belediyelerin tek icraatlarının muhacir karşıtlığı olduğunu gösterdi.
CHP’li belediyelerin aldığı kararlar ve uygulamalar tepki çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duruma karşı çıkarak, Türkiye’ye yabancı öğrenci gelmesini engellemenin ülkenin gelişimine zarar vereceğini belirtti. Ayrıca, Arapça alerjisinin temelinde hastalıklı bir zihniyetin olduğunu vurgulayarak, Türkiye’ye, Türkçeye ve yabancı uyruklulara karşı yapılan saldırıları eleştirdi.
CHP’li belediyelerin Arapça tabelalara karşı aldığı sert önlemler, Türkçe ve Türklük vurgusunu öne çıkarırken, bu durum aynı zamanda muhacir karşıtlığını da beraberinde getirdi. Başka dillerin kullanımı kısıtlanırken, yabancılar aleyhine politikaların benimsendiği görüldü. Bu durum, Türkiye’de farklı kültür ve dil grupları arasında gerginlik yaratabilir ve toplumsal barışı zedeleyebilir.
Sonuç olarak, CHP’li belediyelerin Arapça tabelalara karşı aldığı sert önlemler ve muhacir karşıtı politikalar ülke genelinde tartışmalara neden olmuştur. Bu uygulamaların, Türkiye’deki çok kültürlü yapının zarar görmesine ve toplumsal gerilimlere yol açabileceği endişesi dile getirilmektedir. Bu nedenle, sorunun çözümü için uzlaşma ve hoşgörü temelli yaklaşımların benimsenmesi gerekliliği üzerinde durulmaktadır.
