CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, İstanbul Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, milletvekilliği düşürülen Can Atalay ve şehir plancısı Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti. Ziyaret sonrası gazetecilere açıklama yapan Gökçen, Gezi Parkı direnişinin barışçıl bir eylem olma özelliğiyle dünya geneline örnek olduğunu vurgulayarak, yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti. Gezi direnişi sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan, Ahmet Atakan, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert ve diğer şehitlerin katillerinin yargılanmadığını, hatta bazılarının cezasız kaldığını belirtti.
Gökçen, yargının içinde bulunduğu vahim durumu ve hukukun işleyişine ilişkin sorunları vurgulayarak, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına karşı direnç gösterilmesinin endişe verici olduğunu ifade etti. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası düzeyde hukuka ve insan haklarına saygı göstermesi gerektiğini vurgulayan Gökçen, hukukun üstünlüğüne ve Anayasa’ya uyulmasını talep etti. Görüşme sadece tutuklu olan isimlerle ilgili değil, ülke genelinde hukuka, demokrasiye ve insan haklarına inanan herkesi ilgilendiren bir konudur.
Ziyarette bulunan Can Atalay, ülkenin yaşadığı sorunlara karşı tepkisini dile getirerek, hukukun işlemesi ve adaletin sağlanması için mücadele eden herkese teşekkür etti. Atalay, memleketin bu zor zamanlardan çıkacağına olan inancını dile getirdi. Tayfun Kahraman ise hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunduklarını ve hiçbir delil olmaksızın cezaevinde olduklarını belirterek, Türkiye’nin geleceği ve hukukun üstünlüğü için bu duruma bir an önce son verilmesi gerektiğini aktardı.
Gökçen, yaptığı ziyaretin sadece tutuklu olanların durumuyla ilgili olmadığını, ülkenin genelinde hukuka saygı ve adaletin sağlanması için atılacak adımların önemli olduğunu vurgulayarak, sonuç olarak hukukun üstünlüğüne ve Anayasa’nın gerekliliklerine uyulması gerektiğini belirtti. Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklara karşı sesini çıkarmak isteyen herkesin hakkını güvenle kullanabilmesi ve adaletin sağlanması için mücadele edilmesi gerektiğini aktardı. Son olarak, bu sürecin sadece siyasi bir mesele olmadığını, tüm yurttaşları ilgilendiren önemli bir konu olduğunu vurgulayarak açıklamalarını sonlandırdı.
