Adalet Bakanlığı’nın 400 yeni icra müdürü ve müdür yardımcısı alacağını açıklamasının ardından CHP 27. Dönem Milletvekili Gürsel Tekin, bu karara sert tepki gösterdi. Tekin, bu durumu “Vatandaşın battığının ilanı” olarak nitelerken, vatandaşların borç sarmalındaki durumunu çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. 2024’ün ilk yedi ayında yasal takibe düşen kişi sayısında geçen yıla göre yüzde 41’lik bir artış olduğunu belirtti.
Gürsel Tekin, günlük ortalama 5.000 kişinin icralık olduğunu ve toplam icralık kredi borcunun 131 milyar liraya ulaştığını açıkladı. Kredi kartlarına olan borçların da arttığına dikkat çeken Tekin, yeni icra müdürlerinin alınmasının sorunun çözümü yerine sonuçlarıyla mücadele edildiğinin göstergesi olduğunu ifade etti. Vatandaşların özellikle kredi kartı borçlarına olan yüksek borçlarına dikkat çeken Tekin, bu durumun vatandaşları maddi olarak zor durumda bıraktığını vurguladı.
Adalet Bakanlığı’nın alacağı 400 yeni icra müdürü ve müdür yardımcısının bu sorunun çözümünde etkili olacağına inanmadığını belirten Gürsel Tekin, vatandaşların borçlarını ödeyemediği için icralık duruma düştüğünü ve bu durumun daha da kötüye gideceğini söyledi. Vatandaşların borç sarmalında olduğunu ve bu durumun önüne geçilmesi için daha etkili adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Gürsel Tekin’in değerlendirmeleri ile Adalet Bakanlığı’nın icra müdürü alımı kararı arasındaki çelişki ise dikkat çekici bir şekilde ortaya konmuş oldu. Tekin, bu durumu “İcra ordusunun genişlemesi” olarak nitelerken, vatandaşların maddi olarak çıkmaza girdiğini dile getirdi. Adalet Bakanlığı’nın aldığı bu kararın vatandaşların borçlarını ödeyememe sorununun bir göstergesi olduğunu savundu.
Sonuç olarak, Türkiye’de giderek artan icra takip sayıları ve yüksek borç miktarları vatandaşların maddi olarak zor durumda olduğunu göstermektedir. Adalet Bakanlığı’nın alacağı yeni icra müdürleri ise bu sorunun çözümüne etkili bir şekilde katkı sağlayıp sağlamayacağı ise belirsizliğini korumaktadır. Gürsel Tekin’in açıklamaları, vatandaşların yaşadığı ekonomik sıkıntıların ciddiyetini bir kez daha ortaya koymaktadır.
