CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Ertan Işık, ABB Meclis toplantısında mikrofonu açık unutarak partililerine hakaret etti.
Mikrofonu açık bıraktı ve hakaret etti
Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli siyasi figürlerinden biri olan MHP’nin kurucu lideri Alparslan Türkeş’e rahmet dilediği için kendi partilisi olan CHP’lilerin kendisine tepki gösterdiğini belirten Ertan Işık, kullandığı sert ifadelerle dikkat çekti. Toplantının ilerleyen safhalarında, Işık, konuşmasında “S***r et. Umurumda değiller. Ben onları ciddiye bile almıyorum.” şeklinde hakaret içeren bir dil kullandı.
Parti içindeki tansiyon: Sözleri açıkça duyuldu
Konu, CHP’nin yerel yönetimindeki çekişmelerin bir örneği olarak dikkat çekti. Ertan Işık, Alparslan Türkeş ile ilgili konuştuktan sonra bu sözleri sarf etti. Koalisyon partisi olan Cumhur İttifakı’na göndermelerde bulunan Işık, “Alparslan Türkeş konusunda bunlar (Cumhur İttifakı) bizi diyemeyecek sandı. Ben onlardan bir ileri söyledim.” diyerek durumu savundu. Ardından, partililerine karşı ciddi bir üslupla devam etti: “Bizimkilerden bozulan olmuştur. S***r et umrumda mı ya, ben onları ciddiye bile almıyorum.” ifadelerini kullandı.
Sosyal medyada yankı buldu
Işık’ın bu taraflı ve sert sözleri, mikrofonun açık kalmasıyla birlikte meclis salonunda oldukça net bir şekilde duyuldu. O anlar, çeşitli sosyal medya platformlarında büyük dikkat çekti ve geniş bir şekilde paylaşıldı. Bu durum, CHP içindeki ayrışmaların ve gerilimlerin daha fazla gündeme gelmesine sebep oldu. Sosyal medya kullanıcıları, bu konuşma üzerinden partinin içindeki gerginliği ve disiplin eksikliklerini ele aldılar.
Olay, CHP’nin genelindeki parti içi huzursuzluk ve iktidar mücadelesinin ne denli derinleştiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Güçlü bir kabine ve meclis başkanlık yerinin gerektirdiği formel bir duruş, bu tür bir davranış ile sorgulanır hale geldi. Ertan Işık gibi bir yetkilinin kullandığı dil, partinin imajını zedeleyecek cinsten bulunuyor.
İtibar kaybı ve gelecekteki etkileri
Ertan Işık’ın bu sözleri, CHP’nin genç kuşakları arasında büyük bir rahatsızlık uyandırdı. Daha önce birçok kez tartışmalara neden olan ve partinin genel politikalarını sorgulayan benzer olaylar, bu kullanım ve üslup ile daha da belirginleşti. Partinin gelecekteki seçimlerdeki etkisi, esasen bu tür davranışların nasıl yönetileceği ile doğru orantılı olabilir. Eğer Işık zaten mevcut olan bir huzursuzluğu daha da derinleştiriyorsa, bu durum parti için büyük bir tehlike arz edebilir.
Sonuç ve değerlendirme
Bu olay, yalnızca bir hakaret meselesi olmanın ötesine geçiyor; aynı zamanda Türkiye siyasi tarihindeki çekişmeleri, parti içi demokrasi ve liderlik konularını sorgulatan bir örnek teşkil ediyor. Daha çok saygı ve ciddiyet beklenen bir meclis ortamında böyle bir dil kullanılması, hem ait olduğu partinin içinde hem de genel halk nezdinde itibar kaybına yol açabilir. Siyasi arenada böyle olayların bir daha yaşanıp yaşanmayacağı, partilerin hangi tutumları sergileyeceğine bağlı olarak şekillenecek gibi görünüyor.