CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile yaptığı görüşmeye ilişkin basın toplantısı düzenledi. Nazlıaka, “Bu görüşmede umudumuzu büyüten en önemli haber; soyadı düzenlemesinin 9. Yargı Paketi’nden çıkarılacağı bilgisi oldu. Bu sabah aldığımız bilgiye göre, soyadı dayatmasına ilişkin Bakanlık bünyesinde yeniden bir değerlendirme yapılacak” ifadelerini kullandı.
Nazlıaka, Bakan Göktaş’a daveti için teşekkür ederek başladı. Nazlıaka, “Kadın Kolları Genel Sekreterimiz Mehtap Yücel ile gittiğimiz görüşmede Sayın Bakan’a 11 maddeden oluşan geniş kapsamlı bir dosya sundum. Sayın Bakan sunduğum dosyayı inceleyeceğini, dosyadaki bazı sorulara yazılı cevap vereceğini belirtti” dedi.
Gündemdeki soyadı düzenlemesinin 9. Yargı Paketi’nden çıkarılması hakkında konuşan Nazlıaka, “Partimizin Meclis Grubu, Adalet ve KEFEK komisyonu üyesi olan milletvekillerimiz, Türkiye kadın hareketi, eşitlikçi erkekler ve benzer görüşü paylaşan diğer siyasi partiler bu süreçte net tavır aldı, itirazlarını dile getirdi. Kadın örgütleri basın açıklamaları yaparak Anayasa Mahkemesi Kararı’na uyulması çağrısı yaptı. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel grup konuşmasında ve kamuoyuna yaptığı açıklamalarda ‘hangi soyadını kullanacağına sadece kadınlar karar verir’ dedi. Grup Başkanvekillerimiz ve Milletvekillerimiz sabaha kadar süren komisyon toplantılarında soyadı dayatmasına hayır dediler. Emeği geçen herkese binlerce teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.
Nazlıaka, kadına yönelik şiddet vakaları konusu gündeme geldiğinde Bakan Göktaş’ın, her cinayet ve şiddet vakasının kendileri için çok önemli olduğunu bildirdiğini aktardı. Nazlıaka, “Sayın Bakanı bu konuda kararlı buldum. Önceki Bakan’ın “şiddeti tolere edilebilir” bulduğunu anımsayınca, Sayın Göktaş’ın şiddete sıfır tolerans yaklaşımını önemsedim. Bu konuda verileri kendisine sunduğumda Sayın Bakan her türlü katkıya açık olduğunu dile getirdi” şeklinde konuştu.
Açıklamasında, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimizi ve Sözleşme’nin yeniden yürürlüğe konulması talebimizi ilettim” vurgusu yapan Nazlıaka, “Sayın Bakan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Avrupa’da da pek çok ülkede geri çekilmeler olduğunu ancak Sözleşme’nin kıymetli bir alt yapısı olduğunu, 6284’ün ise dünyada eşi benzeri olmayan bir yasa olduğunu bildirdi. Öncelikle şunu belirtelim; Erdoğan Sözleşmeyi 2021’de fesih etti. 2023 ise Avrupa Parlamentosu birlik genelinde İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını kabul etti. Yani Sözleşmeye olan destek her geçen gün artıyor. Gelişmiş ülkeler Sözleşmenin önemini kavrarken, ülkemiz 3 kez boş diyerek sözleşmeden çıkıyor” dedi.
Nazlıaka, Bakan Göktaş’a 6284 No’lu yasayı da sordu. Nazlıaka, “Komisyondan geçen yasanın adının Genel Kurul’a indirilirken adının değiştiğini ve “Kadına Yönelik Şiddet Sözleşmesi” yerine “Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi” olduğunu hatırlattım. Böylece kadını aile içinde eriten bir anlayışın pekiştirildiğini, kadın şiddet görse de “kol kırılır yen içinde kalır, önemli olan ailenin korunmasıdır” mesajı verildiğini ifade ettim” ifadelerini kullandı. Nazlıaka,”Sayın Bakan Sayın Bakan sağlıklı aileleri korumak istediklerini, kadını güçlendirmek için eylem planları olduğunu söyleyerek, “keşke vakaları sıfırlayabilsek” ifadesini kullandı” dedi.
Nazlıaka, “Bakanlığın birçok cemaat ve tarikata bağlı derneklerle protokol imzalamaya devam ettiğini basına yansıyan haberlerden takip ettiğimizi ilettim. Nazlıaka: “Nur Cemaati’ne bağlı Hayrat İnsani Yardım Derneği arasında imzalanan protokolü, Menzil Cemaati’ne bağlı Beşir Derneği ile yapılan protokolü hatırlattım. Protokole göre, Beşir Derneği’nin çocuk evleri açma yetkisi olduğunu söyledim. “Bakanlık neden kendi imkânlarıyla çocuk evleri açmıyor?” diye sordum. Sayın Bakan bu konuyu araştıracağını söyledi.”
Nazlıaka, Bakan Göktaş ile gerçekleştirdiği görüşemeyi son derece önemli bulduğunun altını çizerek konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Yakın tarihte tekrar bir görüşme yapacağımızı umuyorum. Bugün genel sorunlar üzerinde yoğunlaştık. Bundan sonra yapılacak görüşmelerde özel dosyalar üzerinden giderek kırılgan grupların yaşadığı sorunları bizzat iletmek istiyorum. Sayın Bakan’ın da bu konudaki samimi tavrına ilişkin edindiğim izlenim, periyodik görüşeceğimiz yönündedir.”