9’uncu Yargı Paketi’ne ‘yeni tip casusluk’ adı altında ‘etki ajanlığı’ suçunun eklenmesine ilişkin CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak tepki gösterdi. Toprak, iktidarın muhalefeti ve medyayı susturmayı hedeflediğini, özgürlükçü anayasa kisvesinin altındaki samimiyetsizliği açığa çıkaran bir düzenlemeyle ‘suskunluk rejimi’ inşa etmeyi amaçladığını belirtti. Toprak, düzenlemenin Kuzey Kore, Çin, Rusya ve Gürcistan’daki otoriter düzenlemelere benzerliğine dikkat çekti.
İktidarın herhangi bir eleştiri karşısında terör destekçisi ya da terörist ilan etme eğiliminde olduğu ve ‘etki ajanlığı’ suçlamasını bu siyaseti yaygınlaştırmak için kullanacağı öngörülüyor. Adalet Bakanının taslak hakkında yaptığı açıklamada ise ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezası ile cezalandırılacak’ ifadesine yer veriliyor. Bu belirsiz ve geniş yorumlara açık düzenleme, iktidarın otoriterleşme yolundaki adımlarından biri olarak görülüyor.
‘Dezenformasyonla Mücadele Yasası’ ile atılan ilk adımın ardından ‘etki ajanlığı’ suçlamasının getirilmesi, eleştirilere karşı daha sert önlemler alınacağı endişesini artırıyor. Örneğin ekonomik kararları eleştirmek, iktidarın yabancı sermayeye ayrıcalıklar tanıdığını belirtmek ya da basit bir haber yapmak bile ‘etki ajanlığı’ suçu kapsamına girebilecek. Bu durum, muhalefeti sindirme ve eleştirileri engelleme çabalarının bir parçası olarak yorumlanıyor. Toprak, iktidarın bu tür önlemlerle ‘otoriterleşmeyi derinleştirme’ niyetinde olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak, 9’uncu Yargı Paketi’nde yer alan ‘etki ajanlığı’ suçlamasının muhalefeti ve medyayı susturma amacı taşıdığı ve iktidarın otoriter eğilimlerini pekiştirmeyi hedeflediği görülüyor. Bu düzenlemenin belirsiz ve geniş yorumlara açık olması, eleştirilere karşı daha sert önlemlerin alınabileceği endişesini artırıyor. Toprak, bu tür adımların demokrasinin zayıflatılması ve eleştiri özgürlüğünün engellenmesi anlamına geldiğini ifade ederek, tasarının TBMM’ye sunulmasına karşı çıkıyor.