Son birkaç haftadır normalleşmenin başlamasının yansımalarını AK Parti kulislereinden yazarken, CHP’nin ise son anketlerde hala önde olduğunu belirtiyordum.
Kamuoyuna sızan anket sonuçlarına göre CHP hep birinci parti olarak çıktı, farklı anketlerde ise farklı sonuçlar ortaya çıktı.
CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar da dikkat çekiciydi. Bazı açıklamaları Türkiye’deki genel siyasi ortam hakkındayken, diğer açıklamalar CHP’nin mevcut politikalarını ve lideri Özgür Özel’in stratejisini eleştiriyordu.
Şu anda katliam yasası, ekonomik kriz ve Eylül ayında yapılacak olan tüzük kurultayı gibi konular gündemde. İddialara göre Kılıçdaroğlu cephesi tüzük kurultayı için hazırlıklar yapıyordu ve “normalleşme” tartışmalarının burada da gündeme gelebileceği konuşuluyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylarını artıramaması ve figür çözüm darlığı konuları da dikkat çekmeye başladı. Partide bazı kesimler “Normalleşme ile Erdoğan vakit kazanıyor” derken, diğerleri “İletişim önemli, kaybetmiyoruz” yanıtını verdi.
CHP’nin önünde dört seçenek var. Birincisi, “önceki başkan/kadrolar hesaplaşması” yapılabilir. İkincisi, normalleşme ve baskı eğrisine devam edilebilir. Üçüncüsü, Erdoğan’ın figür eksikliği döneminde mevcut kadroların parlatılması seçeneği. Başka bir seçenek ise önümüzdeki dönem için stratejisini belirleyerek yürümek.
Özellikle belediyelerde önemli gelişmeler yaşanıyor. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları, danışman kadrolarını güçlendirerek kent konseylerinde etkili rol oynuyorlar.
CHP lideri Özgür Özel’in stratejisi, normalleşme adımları ve erken seçim talepleriyle devam ediyor. Ekrem İmamoğlu’nun danışmanları arasında Gelecek Partisi’nde siyaset yapmış Serkan Özcan ve İyi Parti’de siyaset yapmış Ece Güner gibi isimler bulunuyor.
Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş da benzer şekilde kent konseylerinde etkin isimlerle çalışıyor. Özel’in yaptığı hamleler, belediye başkanları tarafından da destekleniyor ve geleceğe yatırım olarak görülüyor.