Son günlerde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içindeki grupların birbirlerini ekarte etmek amacıyla harcadıkları büyük paralar, özellikle konser skandallarıyla gündeme gelmekte. Bu durum, sadece bir ya da iki skandal değil, birçok benzer olayın yaşandığı bir süreçte, CHP’nin stratejik yerel yönetim politikalarının da sorgulanmasına neden oluyor. Zira, CHP’nin yerel yönetimleri, en küçük ilçelerden büyükşehirlere kadar büyük ölçüde konserler üzerine kurulmuş durumda. Geriye dönüp bakıldığında, CHP’li belediyelerin sürekli olarak düzenledikleri konserlerle adlarından söz ettirdikleri görülüyor ve bu etkinlikler için kullanılan gerekçeler de sıkça “Atatürk ve Cumhuriyet için” ifadesine dayanıyor.
Özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği son üç konser etkinliği, bu skandalların ne denli büyük boyutlara ulaştığını göstermeye yetiyor. Örneğin; ünlü sanatçı Ebru Gündeş’e 69 milyon lira, Mor ve Ötesi grubuna 71 milyon lira ve Candan Erçetin’e 80 milyon lira gibi devasa miktarların ödendiği ortaya çıkıyor. Bu noktada, 6 milyara ulaşan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borcunu ödemekten aciz olan Mansur Yavaş’ın sadece bilinen üç konser için bir yıl içinde 200 milyon lira gibi astronomik bir rakam harcadığı dikkat çekiyor. Yavaş, kendisine yöneltilen eleştirilere ise “Bilgim yok, araştıracağım…” diyerek yanıt veriyor. Bu durum, Yavaş’ın hâkimiyetindeki tüm süreçler üzerinde derin bir soru işareti bırakıyor.
Aslında bu konser skandalları, halkı bilgilendirmek ya da kamuoyuna yansıtmak için ortaya atılmadı. Bunun arka planında, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu arasında süregelen bir adaylık mücadelesi ve CHP içinde yaşanan iç çekişmeler yatıyor. Eğer CHP’nin içindeki liderlik mücadelesi bu şekilde, skandallar üzerinden yürütülüyorsa, gelecekte çok daha büyük yolsuzluklara tanık olunması kaçınılmaz bir hal alıyor. CHP’li isimlerin israftan bahsetmesi ise bu açıdan ciddiye alınmıyor. Bu durum, aynı zamanda konser skandalının arka planında ne gibi siyasi çekişmeler olduğunu da gözler önüne seriyor. Bazı muhalif medyalarda Yavaş’ın kamuoyu yoklamalarında önde olduğu bilgileri yayıldıkça, bu iddiaların ardından konser skandalları ardı ardına patlak vermiş durumda.
Her ulusal bayramda, CHP’li belediyeler tarafından düzenlenen etkinliklerde Tarkan’dan Hadise’ye, Zülfü Livaneli’den Erol Evgin’e birçok sanatçıya milyonlarca lira harcandı. Bu sanatçılar, her seçimin öncesinde olmasa da tıpkı ABD’deki ünlü sanatçılar gibi CHP’nin siyasi duruşunu destekleyen açıklamalarda bulundu. Bu durum, söz konusu parasal ilişkilerin iyi kullanılmadığını gösteriyor. Şu an gözler, Ankara’da yaşanan skandalların ardından büyük etkinliklerin de gerçekleştirileceği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne çevrilmiş durumda. İstanbul, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yönetiminde son 3 yılda etkinlikler için tam 5 milyar lira harcamış durumda.
Bu harcama miktarları, İstanbul’da neden ulaşımdan suya zam yapıldığı, metro merdivenlerinin çalışmadığı ve otobüslerin yolda kaldığı gibi gerçeği gözler önüne sermekte. CHP içindeki iktidar mücadelesi sertleştikçe, İstanbulluların neden zor günler geçirdiği ve iş yapılmadan akıtılan devasa paraların nerelere harcandığı çok daha net bir biçimde anlaşılacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 32 şirketindeki harcamalar ve Kadıköy ile Beylikdüzü’ndeki CHP’li ilçe belediyelerinin 600-700 milyonluk çöp ihaleleri ele alındığında, bu durum CHP’nin “yeni İSKİ”cilerini görmek açısından sürpriz olmayacaktır.
Ayrıca, Saraçhane medyasına yeni gazetelerin ve televizyonların katılacağı