İstanbul’dan muhabir Aleyna Sevim’in haberine göre, uyarıdan etkilenen çiftçiler arasında yer alan Şevket Uludağ, “Biz bu ürünleri eylül ayının sonu, ekim ayının başında ekmeye başlardık. En son sulanacak olan soya ve narenciyelere su verilir ama güzlük ürünlere su yetiştirilemeyeceği kaygısı var. Kısacası çiftçiye bu ürünleri ekersen benden su isteme deniliyor. Ben soğan ekiyordum ama ekmeyeceğim. Gelecek sene fiyatlar bu sebeple artacak” dedi.
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru ise çözüm olarak, mevcut suyun yazlık ürünlere yetmesine rağmen güz ekimlerine yetmeyeceği düşüncesiyle bu ürünlere su verilemeyeceğinin bildirildiğini belirtti. İklim değişikliği ve artan kuraklık tehlikesi sebebiyle artık Çukurova’da açık kanal ve kanaletlerle sulama metodunun yerine kapalı yer altı basınçlı sulama sisteminin yatırımlarının bir an evvel hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da durumu değerlendirerek, “Şu an sadece mevcut dikili ağaçlara ve seralara su verilecek. Buralara verilecek su sonbahara kadar yeter mi bilmiyoruz. Yağış olmazsa zor. Bunun yanı sıra burada hala vahşi sulama yöntemiyle sulama yapılıyor. Bir an önce kapalı sistem sulamaya geçilmeli” ifadelerini kullandı.
Su Politikaları Derneği Başkanı Dr. Dursun Yıldız da su kıtlığının yakın gelecekte sektör ve çiftçiler arasında gerilim yaratabileceğine dikkat çekerek, “Bölgede sulama yönetimi konusunda sorunlar oluşmuş durumda. Söke Ovası’nda da 25 bin dönüm pamuk ekili alanın susuz kaldığı görülüyor. Bu yıl su sorunu nedeniyle Söke Ovası’nda pamuk veriminin düşeceği tahminleri var. Bölgesel kuraklıklar yerleşiyor. Tehlikenin bugünden görülerek sulama yönetiminin daha verimli ve adil şekilde yapılmasına yönelik tedbirler alınmalı” şeklinde uyarılarda bulundu.
