Çiğli Belediyesi’nde işten çıkarılan kadın emekçiler, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda İzmir’den Ankara’ya bir yürüyüş başlatma kararı aldılar. Bu yürüyüş, Türkiye’nin başkenti Ankara’daki CHP Genel Merkezi önünde son bulacak. Yürüyüşün arka planında, Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ın seçimler öncesinde verdiği sözlerin yerine getirilmemesi yatıyor. Yıldız, seçim kampanyası sırasında hiçbir personelin işten çıkarılmayacağını belirtmişti. Ancak seçim sonrası, 147 personel gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldı.
Çiğli Belediyesi’nde yaşanan bu gelişmeler, Kadın emekçilerin hem iş güvencesini tehdit eden hem de hak gasplarına maruz kalmalarını beraberinde getirdi. Kadın emekçiler, Başkan Yıldız’ın, 2025 yılında işçilerin geri döneceğine dair vaatlerini de yerine getirmediği için büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Onlar, yalnızca işten çıkarılmış bir grup değil; aynı zamanda haksızlığa uğradıklarına inanan ve haklarını aramak için seslerini yükselten bir topluluktur.
1 Mayıs, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanmaya devam ederken, bu kadın emekçilerin başlatacağı yürüyüş de bu değerin somut bir örneğini teşkil ediyor. İlgili kadınlar, bir araya gelerek, çalıştıkları belediyede geçirdikleri yıllar boyunca edindikleri deneyimleri ve birikimlerini, sosyal adalet mücadelesine dönüştürmek istiyorlar. Bu süreçte, yalnızca kendileri için değil, tüm çalışanın hakları adına da mücadele edeceklerini ifade ediyorlar.
Kendilerini destekleyen diğer emekçiler ve sosyal gruplarla birlikte, 1 Mayıs’ta İzmir’den Ankara’ya doğru yola çıkacak olan kadınların hedefi, yalnızca kendi durumlarını değil, tüm işçi sınıfının haklarını gündeme getirmek ve bu konudaki farkındalığı artırmaktır. Yürüyüş boyunca, işten çıkarılan emekçilerin adalet arayışı, her adımda daha da güçlü bir şekilde yankı bulacak ve kamuoyunu bilgilendirerek bu sorunu daha görünür kılacaktır.
Bunu başarmak için, kadınlar; yakınları, arkadaşları ve destekçilerinin yanı sıra, sivil toplum kuruluşları ve sendikalardan da destek almayı hedefliyorlar. Yürüyüş boyunca, giydikleri tişörtler, pankartlar ve dövizlerle kamuoyuna mesajlarını iletecekler. Her ne kadar işten çıkarılma durumu sadece kendi hayatlarını etkilemiş olsa da, kadın emekçiler, bu sorunun çok daha geniş bir çerçevede ele alınması gerektiğini vurguluyorlar.
Bu yürüyüş, emek mücadelesinin tarihsel seyrine dair önemli bir gün olarak kayda geçecek. Kadın işçilerin, kendi hakları için verdikleri bu mücadele, yalnızca Çiğli’deki emekçilerle sınırlı kalmayacak; aynı zamanda bütün Türkiye genelinde işçi sınıfının hakları üzerine yeniden bir düşünme sürecini tetikleyecek.
Çiğli Belediyesi’nde yaşanan bu olaylar, işçi sınıfının daha fazla dayanışma sergilemesine neden olacak. Bu tür eylemler, aynı zamanda kamuoyu nezdinde iş güvencesinin önemini de bir kez daha hatırlatacaktır. Kadın emekçilerin bu yürüyüşü, işten çıkarılan diğer emekçilerin de sesi olma özelliği taşıyor. Böylelikle, sadece yerel bir mesele değil, ulusal bir sorun haline geliyor.
Sonuç olarak, Çiğli Belediyesi’nde işten çıkarılan kadın emekçiler, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda gerçekleştirecekleri yürüyüşle, yaşadıkları haksızlıkları dile getirecekler. Yürüyüş, sadece bir tepki değil, aynı zamanda bir umuttur. Umutları, adalet ve eşitlik için seslerini duyurmak,
