Nursan Güven, 42 yıldır eşiyle birlikte sayısız esere imza atmıştır. Sanat hayatına, evlendikten sonra seramik ve çini eserler üreterek atılmıştır. Güven, atölyelerinde hem kendi çocuklarını hem de birçok öğrenciyi ustalıkla yetiştirdiğini belirtiyor. “Hayatımız çini ve seramikle şekillendi,” diyen Güven, sabah kalktıklarında dahi çini ve seramikle uğraştıklarını, akşamları da bu sanatla uğraşarak günü tamamladıklarını ifade ediyor. Aile olarak bu sanata kendilerini adadıklarını vurguluyor.
Güven, iki oğlunu da atölyede eğittiklerini ve onların da bu alanda iyi ustalar haline geldiklerini anlatıyor. Ailenin yeni bir üyesi olarak gelinlerini de yetiştirdiklerini, onun da güzel eserler yapmaya başladığını dile getiriyor. Bu süreçte aile olarak geçirdikleri zaman dilimi, sadece sanatsal çalışmalardan ibaret olmayıp, aynı zamanda güçlü bir bağlılık ve iş birliğiyle doludur. Eğer bir aile bu şekilde bir araya gelirse, hem sanatlarını geliştirme hem de bu değerleri nesilden nesile aktarabilme imkanına sahip olurlar.
Güven’in hayatına dair bir diğer önemli olay ise, Yaşayan İnsan Hazineleri ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan almalarının hemen ardından, torunlarının dünyaya gelmesidir. Bu durum, onun için iki büyük mutluluğun bir arada yaşandığı anlamına geliyor. Güven, bu yaşadığı mutluluğu ve anıları, seramik ve çini eserleriyle bütünleştirmenin kendisine büyük bir tatmin sağladığını ifade etmektedir. Eserleri, sadece hammaddeden oluşan bir nesne değil, aynı zamanda aile bağlarının ve geçmişin bir yansıması haline gelmiştir.
Bu kimliğindeki başarı ve yaşadığı duygusal anılar, sanat hayatının nasıl yol aldığını ve topluluk nezdinde nasıl bir etki yarattığını gösteriyor. Atölyelerinin sadece bir çalışma alanı değil, aynı zamanda bir eğitim kurumu ve aile sosyalleşme merkezi olarak işlev gördüğünü söylemek mümkündür. Nursan Güven, hem kendi sanatçı kimliğini hem de ailesinin sanatçı kimliklerini bir araya getirerek, günümüze değer katmayı başarmaktadır.
Son olarak, Güven’in sanat hayatı, sadece bireysel çabaların ötesinde, bir aile dayanışmasının, etkileşiminin ve yaratım sürecinin sonucudur. Onların başarıları, sanatın toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdiğinin ve geleneklerin nasıl korunarak gelecek kuşaklara iletildiğinin güzel bir örneğidir. Nursan Güven ve eşi, 42 yıllık emeklerinin meyvelerini toplarken, aynı zamanda bu sürecin bir parçası olan tüm öğrencilerine ve ailelerine ilham vermeye devam etmektedir.
