Citi uzmanları, Türkiye’de enflasyon artışının döviz kuru etkileri ve fiyat dinamiklerindeki dengesizlikler nedeniyle daha dikkatli bir yaklaşım gerektirdiğini belirtti. Banka, mevcut verilere dayanarak orta vadeli programda belirlenen dezenflasyon hedeflerinin gerçekçi olmayabileceğine dikkat çekti. Eylül ayı enflasyon verileri sonrası Citi ekonomistleri İlker Domaç ve Gültekin Işıklar tarafından hazırlanan raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın karmaşık bir dezenflasyon süreci ve zorlu bir makroekonomik zemin ile karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Raporda ekonomistler, ikinci çeyrekteki yatay büyümenin ardından finansal koşulların sıkılaşması, özel tüketimdeki normalleşme ve zayıflayan ihracat nedeniyle 3. ve 4. çeyreklerde daralma öngördüklerini belirtti. Bu durumun politika yapıcılar için stagflasyon benzeri bir ortamı yönetmeyi zorlaştıracağını ifade etti. Banka ekonomistleri, ekonomik faaliyetin beklenenden daha derin bir yavaşlamasının erken bir gevşeme riskini artırabileceğini ve vergi gelirlerini zayıflatabileceğini belirtti. Ayrıca, mali konsolidasyon çabalarını da etkileyebileceğini ve piyasa katılımcılarının bu risklere daha fazla dikkat edeceğini belirtti.
Banka, yıllık enflasyonun güçlü baz etkisiyle 2024 yılının geri kalanında düşüş göstereceğini öngörürken, yıl sonunda enflasyonun %45’in bir miktar altına gerilemesini beklediğini açıkladı. Bu durumun ekonomik faaliyet üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini belirtti. Ancak, enflasyonun kontrol altına alınması ve ekonomik istikrarın sağlanması için daha dikkatli ve tedbirli bir politika izlenmesinin gerekliliğine işaret etti.
Sonuç olarak, Citi uzmanlarına göre Türkiye’deki enflasyon artışı döviz kuru etkileri ve fiyat dinamiklerindeki dengesizlikler nedeniyle dikkatli bir yaklaşım gerektiriyor. Banka, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın zorlu bir dezenflasyon süreci ile karşı karşıya olduğunu belirtirken, ekonomik faaliyetin yavaşlaması ve mali risklerin artması gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.