Stellantis, 2009 ve 2016 yılları arasında üretilen Türkiye’de satılmış olan Citroen‘in C3 ve DS3 modellerinde kullanılan Takata marka hava yastıklarında tespit edilen sorun nedeniyle önemli bir geri çağırma kampanyası başlattı. Bu kampanya, ilgili modellerin sahiplerini doğrudan etkileyen ciddi bir güvenlik sorununu çözme amacını gütmektedir.
Şirketin yaptığı açıklamaya göre, Stellantis Türkiye, bu araçları kullanan müşterilerini derhal tedbir almaya davet etti. Müşterilerin, araçlarını kullanmayı derhal bırakmaları ve hızlı bir şekilde yetkili servislerden randevu almaları istendi. Bu süreçte, kullanıcıların 08503992256 numaralı telefon hattı ile iletişime geçerek gerekli adımları atmalarında fayda bulunmaktadır.
‘Ciddi Yaralanmalara ve Ya Ölüme Neden Olabilir’
Stellantis’in belirttiğine göre, geri çağırılan araçlarda kullanılan Takata marka hava yastıklarının kimyasal bileşenleri, özellikle sıcak ve nemli hava koşullarına maruz kaldıklarında zamanla bozulma riski taşımaktadır. Bu bozulma, hava yastığının açılması gereken bir kaza durumunda ciddi sonuçlar doğurabileceği anlamına gelmektedir.
Hava yastığının çarpışma anında şişiricisinin aşırı kuvvetle patlaması durumunda, bu durum kullanıcılar için hayati tehdit oluşturabilecek ciddi yaralanmalara veya ölüme sebep olabileceği konusunda ciddi uyarılar yapıldı. Bu nedenle, Stellantis, söz konusu araç sahiplerini bu riskten korumak amacıyla hava yastıklarını acilen değiştirmek için yetkili servislere yönlendirmektedir.
Geri çağırma işlemi, araç sahiplerinin güvenliğini sağlamak ve potansiyel felaketleri önlemek için kritik bir öneme sahip. Müşterilerin bu hassas konuya dikkat etmeleri ve belirtilen adımları takip etmeleri, kişisel ve toplumsal güvenliği artırmak adına elzemdir. Bu tür geri çağırma süreçleri, otomotiv endüstrisinin sorumluluğu olarak değerlendirilmeli ve kullanıcılar bu gibi durumlar karşısında proaktif davranmalıdır.
Böylece, Stellantis ve benzeri otomotiv firmaları, hem mevcut müşterilerinin güvenliğini sağlamak hem de marka itibarlarını korumak adına gerekli tedbirleri alarak topluma karşı olan sorumluluklarını yerine getirmiş olmaktadır. Kullanıcıların, bu çağrıya olumlu cevap vererek gerekli randevuları alması, öncelikle kendi güvenlikleri için, ardından da toplumsal güvenliğin sağlanması açısından önem arz etmektedir.
