İzmir’in Karabağlar ilçesinde yaşanan korkunç bir olay, aile içi şiddetin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Boşanma aşamasındaki eşini tehdit etmek amacıyla çocuğunun boğazına bıçak dayayan bir baba, sosyal medyada paylaşılan bu görüntülerle birlikte gözaltına alındı. Olay, toplumda büyük bir tepkiye yol açtı ve ilgili güvenlik birimleri derhal harekete geçti.
Olayın detayları, Burdur’da yaşayan 26 yaşındaki Fatma A.’dan gelen şikayetle ortaya çıktı. Fatma A., boşanma sürecinde olduğu eşi 32 yaşındaki Şiyar A.’nın kendisini görüntülü arayarak çocuğu üzerinden tehdit ettiğini belirtti. Bu korkutucu durum, aile içi şiddetin sadece fiziksel değil, psikolojik yollarla da kendini gösterdiğini kanıtladı. Fatma A., bu tehditkar hamlesi nedeniyle savcılığa başvurdu ve durumu hemen yetkililere bildirdi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü, gelen şikayet ışığında hızlı bir şekilde hareket ederek, olayın yaşandığı mahalleye intikal etti. Yapılan araştırmalar sonucunda, Şiyar A.’nın Karabağlar’da ikamet ettiği tespit edildi ve zararlı durumu sonlandırmak adına hemen gözaltına alındı. Bu süreçte, 7 yaşındaki Yiğit Cemil A. ile 3 yaşındaki Berat A. isimli çocuklar Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce koruma altına alındı. Bu durum, çocukların güvenliği açısından son derece önem arz ediyordu.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA GELDİ
İzmir Valiliği, olayla ilgili bilgilendirme yaparak, sosyal medyada 18 Kasım 2024 tarihinde paylaşılan tehdit görüntülerine dikkat çekti. Valilik tarafından yapılan açıklamada, “Burdur’da bulunan boşanma aşamasındaki resmi nikahlı eşi F.A.’yı görüntülü arayarak çocuklarıyla tehdit eden baba Şiyar A., ilimiz Karabağlar ilçesinde yakalanmış, çiftin iki erkek çocuğu devlet korumasına alınmıştır. Gözaltına alınan şüpheli Şiyar A. ile ilgili adli işlemler devam etmektedir” ifadeleri kullanıldı. Bu açıklama, olayın ciddiyetini bir kez daha vurgularken, güvenlik birimlerinin konuyla ilgili kararlılığını da ortaya koydu.
Olay, aile içindeki sorunların ne denli tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini gösterirken, yetkililerin alması gereken önlemler hususunda da kamuoyunu düşünmeye sevk etti. Her bireyin güvenli bir ortamda yaşama hakkı olduğunun unutulmaması gerektiği ve bu tür olayların derhal cezalandırılması gerektiği vurgulandı. Aile içi şiddetle mücadele, yalnızca bir bireyin değil, toplumun sorumluluğu olarak değerlendirilmeli ve bu tür durumlarda cesurca adımlar atılmalıdır.
Son olarak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması dileğiyle, yetkililerin gerekli önlemleri alması ve aile içi şiddetin önlenmesi için etkili politikalar geliştirmesi büyük önem taşımaktadır. Bu olay, toplumda farkındalık yaratma açısından da önemli bir dönüm noktası olmalı ve benzer durumlarla karşılaşan diğer mağdurların desteklenmesi gerektiği gerçeğini gözler önüne sermektedir.
