Cuma 13’ünün uğursuz olduğuna dair inanç, farklı kültürlerde ve zamanlarda evrimleşmiş bir batıl inançtır. Bu inanç, hem Cuma gününün hem de 13 sayısının tarih boyunca bazı kültürlerde uğursuz kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu inanışın kökenleri kesin olarak belirlenemese de, çeşitli faktörlerin buna katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Cuma 13’ünün uğursuz kabul edilmesinin temel nedenlerinden biri Hristiyan inancından gelmektedir. İsa’nın Son Akşam Yemeği’nde ihanete uğramasıyla ilişkili olarak, Cuma günü ve 13 sayısının kötü şansı simgelediği düşünülmektedir. Yemek masasında 13 kişinin oturması uğursuzluk olarak kabul edilirken, bazı otellerde ve binalarda 13 numaralı odalar bulunmamaktadır.
Uğursuzluğun kökeni, İskandinav mitolojisi ve batıl inançların Avrupa’ya yayılmasıyla ilişkilendirilmektedir. İskandinavya’da Loki’nin Valhalla’daki ziyafete katılması sonucunda 13 sayısının lanetli olduğuna inanılmıştır. Hristiyanlık döneminde ise Son Akşam Yemeği hikayesine bağlı olarak Cuma günü ve 13 sayısı uğursuzlukla özdeşleşmiştir.
Cuma 13’ünün kötü şansla ilişkili olması, çeşitli olaylarla desteklenmiştir. Bazı kitaplarda, filmlerde ve halk kültüründe bu inanç pekiştirilmiş ve yaygın hale gelmiştir. Özellikle “Cuma, On Üçüncü” romanı ve “Friday the 13th” film serisi, bu inancın popülerleşmesine katkıda bulunmuştur.
Dr. Phil Stevens’in “Büyü ve Cadılığın Antropolojisini Yeniden Düşünmek” adlı kitabında belirttiği gibi, Cuma 13 etrafındaki batıl inanç büyülü düşüncenin bir örneği olarak ele alınabilir. Bu tür inançlar, nedensel ilişkiler kurarak iki farklı unsuru ilişkilendirme eğilimindedir. Örneğin, Cuma ve 13 sayısı aynı gün denk geldiğinde, uğursuzluk algısı daha da artmaktadır.