Bugün, Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’nin açılış töreninde büyük bir heyecan içindeyim. Bu külliyeyi her aşamada bizzat takip ettiğim ve mensubu olduğum Marmara Üniversitesi’nin mezunu olmaktan gurur duyuyorum. 43 yıl önce İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldum ve 2013 yılında fahri doktora unvanını üniversitemden aldım. Üniversite hayatım boyunca sürekli bu kurumun yanında yer aldım ve bugünkü açılış töreni, tüm bu çabaların taçlandırması niteliğinde.
Öncelikle belirtmeliyim ki, Türkiye’nin en köklü ve seçkin yükseköğretim kurumlarından biri olan Marmara Üniversitesi’nin öğrencisi ve mezunu olmaktan gurur duyuyorum. Burada aldığım eğitim bana hayatımın her aşamasında rehberlik etti. Burada kurduğum dostluklar benim için her zaman özel oldu ve bundan sonra da Marmaralı olmaktan gurur duyacağım. Bugün 141. kuruluş yıl dönümünü kutlayan üniversitemize başarılarla dolu nice seneler temenni ediyorum.
Külliyenin temelleri 5 yıl önce atıldı ve bugün 95 bin metrekarelik ilk etabı tamamlandı. İkinci etapta ise 167 bin metrekarelik alan üzerine farklı fakülteler ve sosyal alanlar inşa edilmekte. Açılış töreninde sadece ilk etap değil, aynı zamanda ikinci etabın da resmi açılışı yapıldı. Külliyenin içinde Mühendislik ve Teknoloji Fakülteleri, Finansal Bilimler Fakültesi, İşletme Fakültesi, İktisat Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, hangarlar, yemekhane, öğrenci merkezi gibi birçok farklı alan bulunmakta.
Üniversitenin uluslararası kimliğini güçlendirerek devam etmesi ve Türkiye’nin eğitim hedeflerine daha da yaklaşması için çalışmaların sürdürülmesini temenni ediyorum. Türkiye, yıllarca iç sorunlarla uğraşarak dış dünyayı geriden izledi. Ancak, 2002’de göreve geldiğimizde ülkeyi böyle bir tuzağa düşmemesi için dikkatle yöneterek, demokrasiye ve millet iradesine sahip çıktık.
Son yıllarda ırkçı faşizm yükseltilerek ülkenin birlik ve beraberliğini hedef alan eleştiriler ve saldırılar artmıştır. Türkiye, her zaman insanları ırk, dil veya din farkı gözetmeden kucaklamış bir millettir. Üniversitemizin uluslararası öğrenci sayısı ve çeşitliliği de bu anlayışın bir yansıması olarak artmıştır. Türkiye’de okuyan yabancı öğrencilerin ülkemize katkısı her yıl artmaktadır ve bu durum ülkemizin kültür diplomasisine büyük katkı sağlamaktadır.
Kısacası, gençlerimizi birbirine düşman edenler tarihsel süreçte hep aynı odaklar olmuştur. Türkiye, gençlerini kullanarak siyasete müdahale etmeye çalışanlara karşı daima dik durmuştur. Türk milleti, her zaman özgürlük, demokrasi ve adalet mücadelesinden asla vazgeçmemiştir. Gezi Olaylarının ve benzeri müdahalelerin ülkeye maliyeti büyük olmuş, ancak Türkiye, bu tür olaylar karşısında her zaman dimdik ayakta kalmıştır. Türkiye, kalkınma ve ilerleme hamlesine her zaman devam edecek ve ülkemizin yükselmesi için gereken adımları atacaktır.