Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi‘nde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Töreni‘nde bir konuşma gerçekleştirdi.
Erdoğan konuşmasında Necip Fazıl’ın, “Şair mütefekkir, dava ve aksiyon adamı” olarak hatırlanması gerektiğini vurgulayarak, Necip Fazıl‘a olan hayranlığını dile getirdi. “İslam’ı bu topraklardan kazımayı çalışanların karşısına korkusuz bir kumandan olarak dikildi. Zindanlara kapatıldı fakat hakkı ve hakikati savunmaktan asla geri durmadı,” dedi. Erdoğan, Necip Fazıl’ın, “Siz bu yolda hancı ben de yolcu olduğum müddetçe kurtulamayacaksınız” şeklindeki yanıtının manidar olduğunu belirtti. Bu tutumuyla Anadolu’nun cesur evlatlarına rehberlik ettiğini ifade etti. “Rabbim kendisinden razı olsun,” diyerek sözlerini tamamladı.
Erdoğan, “Bu topraklar onlarca asırdır ilmin, hikmetin ve erdemin o geniş teknesinde yoğrulmuştur,” diyerek bu topraklarda doğmanın Allah’ın bir lütfu olduğunu belirtti. “Bu hakikati ancak nasipli olanlar idrak edebilir,” ifadesiyle, katılımcılara bu derin köklü birikimi hatırlattı. Fikir ve sanat eserleriyle bu emaneti hakkıyla omuzladıkları için tüm katılımcılara teşekkür etti.
Erdoğan, Necip Fazıl’ın hatırasına sahip çıkmak adına ödül törenini düzenleyen Star Gazetesi ve Kültür Bakanlığı’na tebriklerini sundu. Törende ödül alacak yazarlar, şairler ve fikri emekçilerini de önceden kutladı.
Medeniyetin köklerine vurgu yapan Erdoğan, şairlerin halkın ve hakikatin zamanı aşan sesi olduğunu belirtti. “Mısralarıyla milli şuuru besler ve milli kimliğin ihyasına hizmet ederler,” diyerek Necip Fazıl’ın bu rolüne dikkat çekti.
Erdoğan, özel olarak, Sultan Ahmet Meydanı’nda Necip Fazıl’ın, “Bir gün açılacak” dediği Ayasofya’yı işaret ettiğini hatırlattı. Bu anısı, Erdoğan’ın, “Üstatın zamanı aşan şiirleri bizi anlatır” sözleriyle pekiştirildi. Necip Fazıl’ın şiirlerinin yalnızca milli değerlere değil, aynı zamanda milletin geleceğine yönelik toplumsal mühendisliğe karşı duruşunu ortaya koyduğunu vurguladı.
Erdoğan, “Üstat, hakir görülen milletimizin hasretlerine seslenmiştir. Yaktığı meşale bize yol göstermeye devam edecektir,” diyerek, Necip Fazıl’ın eserlerinin ve fikirlerinin Türk milletinin varoluşundaki önemine işaret etti.
Konuşmasının ilerleyen kısımlarında Erdoğan, Necip Fazıl’ı yakından tanıyanların onu farklı kılan üç özelliğinden bahsetti. “İlk özelliği, yaşadığı çalkantılı hayata rağmen duruşunu koruyabilmesidir. İkincisi, emsalsiz sanatkarlığıdır,” dedi. Necip Fazıl’ın yalnızca edebiyat alanında değil, siyasi tarihi konularında da önemli eserler verdiğine vurgu yaptı. Üçüncü özellik ise, kendi lisanıyla her şeyin hakikatine varma arzusuydu. Peygamber Efendimiz’in, ‘Ya Rab, bana eşyanın hakikatini olduğu gibi göster’ duasını hatırlatarak, derin tefekkürü ile sadece yüzeysel bir bakış açısına sahip olmadığını dile getirdi.
Son olarak Erdoğan, 2014 yılından beri düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri’nin, milli değerlerin genç kuşaklara aktarılması adına büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, bu ödülün gerektiği gibi yaşatılmasının toplum için bir miras niteliği taşıdığını ifade etti.