Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen ay ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katıldı. Zirveden 3 gün önce Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, NATO Parlamento Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere özel uçakla ABD’ye gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya TC-TUR adlı Airbus 330-200 tipi özel uçakla giderken, yolculuğa biri makam araçlarını taşıyan kargo uçağı olmak üzere 4 uçak daha eşlik etti. Dolayısıyla NATO zirvesi sadece temaslardan değil, aynı zamanda Türk heyetinin ‘özel uçak konvoyu’ ile de gündeme geldi.
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, bu gezinin sadece uçuş maliyetinin 2.5 milyon dolar yani 83 milyon liraya mal olduğunu açıkladı. Bankoğlu ayrıca “Bakanların, eşin, dostun ve yandaş gazetecilerin lüks otellerde konaklaması, yeme içmesi de bu hesabın dışında” şeklinde konuştu. Bu durum, Türk hükümetinin zirve katılımında yaptığı harcamaların geniş çapta tartışılmasına neden oldu.
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Türkiye’nin uluslararası toplantılarda yaptığı harcamaları tekrar gündeme getirdi. Türk heyetinin yanı sıra diğer ülkelerin yetkilileri de zirve için çeşitli harcamalar yaptılar ancak Türkiye’nin konvoyu diğer ülkelerden daha geniş ve maliyetli bir şekilde organize edildi. Bu durum, Türk hükümetine yönelik eleştirilere neden oldu ve harcamaların detayları tartışma konusu haline geldi.
Özellikle Türk hükümetinin, lüks otellerde konaklama ve yeme içme gibi ek harcamalar yapması, toplumda tepkilere neden oldu. Aysu Bankoğlu’nun paylaştığı rakamların ardından Türk hükümeti, zirve katılımında yapılan harcamalar konusunda açıklama yapmak zorunda kaldı. Ancak harcamaların genel çerçevesi ve detayları hala net bir şekilde ortaya konulabilmiş değil.
Bu durum, Türk hükümetinin uluslararası toplantılarda yaptığı harcamaların şeffaflığını ve hesap verebilirliğini sorgulamaya açtı. Kamuoyundan gelen tepkiler ve eleştiriler, Türk yetkililerin gelecekteki uluslararası zirvelere katılımlarını şekillendirebilecek etkenler arasında yer alıyor. Türkiye’nin uluslararası arenadaki itibarını korumak için yapılacak harcamaların nasıl planlanacağı ve hesaplanacağı önümüzdeki dönemde daha fazla dikkat çekecek konular arasında olacak.
