İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen karar duruşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsil eden avukat Melih Tüfenkci ile tutuksuz sanık İlyas Salman’ı temsilen avukat Selen Sınmaz bir araya geldi. Duruşmada söz alan Erdoğan’ın avukatı Tüfenkci, daha önceki celsede açıklanan esasa ilişkin mütalaayı işaret ederek, sanığın cezalandırılmasını talep etti. Tüfenkci, davanın seyrinin bu doğrultuda ilerlemesini gerektiğini ifade etti.
Sanık İlyas Salman’ın avukatı Selen Sınmaz ise mütalaayı kabul etmediklerini ifade ederek, “Müvekkilin yaşı ve kimliği nedeniyle, müştekinin siyasi statüsü gereği bu suçun işlenmeyeceği açıktır. Müştekinin siyasi eleştirilere katlanma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle müvekkilin beraatini talep ederiz.” şeklinde savunma yaptı. Sınmaz, müvekkilinin ifadelerinin özgürce yapılması gereken bir eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Mahkeme, tarafların beyanlarını dinledikten sonra davayı karara bağladı ve İlyas Salman’ı “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme, sanığın yargılama sürecindeki pişmanlık göstermeyen tutumunu dikkate alarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verdi. Bu durum, sanığın ceza almaktan kaçmasını engellemiş oldu.
Ayrıca mahkeme, sanığın hapis cezasının 7 bin lira adli para cezasına çevrilmesine karar verdi. Müştekinin avukatlık ücretleri ve mahkeme masraflarının da sanık tarafından karşılanması hükmünü verdi. Bu karar, davanın sadece ceza ile sınırlı kalmayıp, maddi açıdan da sanığı etkileyeceğini gösteriyor.
Davanın geçmişi incelendiğinde, İlyas Salman’ın bir gazeteye verdiği demeçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik söyledikleri nedeniyle, Erdoğan’ın avukatları tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu görülmektedir. Savcılık, yapılan suç duyurusunu işleme alarak, İlyas Salman hakkında “Cumhurbaşkanına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle bir iddianame düzenlemiştir. Bu iddianame, davanın ilerleyen sürecinde önemli bir temel teşkil etmiştir.
Bu durum, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve siyasi eleştiri konularında derin tartışmalara neden olmaktadır. Sanık avukatı Selen Sınmaz’ın belirttiği gibi, özellikle siyasi figürlere yönelik yapılan eleştirilerin birer ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği sıklıkla dile getirilmektedir. Ancak mahkeme, bu davada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişiliğine yönelik alenen hakaret içeren ifadelerin, suç unsuru oluşturduğuna karar vermiştir.
Bu tür davalar, Türkiye’de sıkça karşılaşılan bir durumdur ve genellikle toplumsal tartışmalara yol açmaktadır. Özellikle mahkemenin kararının ardından sosyal medya ve basın organlarında, ifade özgürlüğü ve siyasi eleştirinin sınırları üzerine çeşitli yorumlar yapılmıştır. Sanığa verilen ceza, birçok kişi tarafından demokrasi ve ifade özgürlüğü perspektifinden sorgulanmaktadır.
Sonuç itibarıyla, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, Türkiye’deki hukuk sisteminin ifade özgürlüğü konusundaki yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermektedir. İlyas Salman’ın durumu, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir mesele olmasına rağmen mahkeme, sanığın Cumhurbaşkanı’na olan eleştirilerinin belirli bir sınırı aştığını düşünerek ceza verilmesine hükmetmiştir. Bu durum, Türkiye’nin siyasi ikliminde tartışmaların devam etmesine yol açacak gibi görünmektedir.
