Son dönemlerde Türkiye’de yaşanan ekonomik dalgalanmalar, birçok sektörde olduğu gibi damacana su fiyatlarında da ciddi artışlara neden oldu. 2023 yılının ilk dört ayında, maliyetlerin yükselmesi sonucu damacana su fiyatları toplamda üç kez zamlandı. Bu zamlar sonucunda, bazı markalarda damacana su fiyatlarının 150 liraya kadar çıktığı gözlemlendi. Bu durum, tüketicilerin günlük hayatta kullandıkları kalemlerde bile yüksek maliyetlerle karşılaşmalarına yol açtı. Özellikle damacanadan doldurulan bir bardak suyun maliyeti, 1 lira 30 kuruşa kadar yükseldi. Bu artış, suyun temininde kullanılan ham maddelerin yurt dışından ithal edilmesi ve plastik damacanaların depozito fiyatının da 200 liraya kadar çıkmasıyla daha da belirginleşti. İlk defa damacana su satın almak isteyen tüketiciler, depozito ücretiyle birlikte ortalama 350 lira ödemek durumunda kaldı.
Antalya Tüp ve Su Dağıtıcıları Derneği (ANTSUDER) Yönetim Kurulu Üyesi Halil Mert, damacana su fiyatlarına yapılan zamlar hakkında bilgi verirken, şu an ortalama fiyatların 100 ile 145 lira arasında değiştiğini bildirdi. Ayrıca, su siparişi veren ilk defa kullanıcıların depozito olarak 150 ila 200 lira arasında bir ödeme yapması gerektiğini belirtti. Mert, su markalarının lojistik maliyetlerinin de fiyatlar üzerinde etkili olduğunu vurguladı. Bu durum, farklı markalar arasında fiyat farklılıklarına yol açmasına sebep oluyor. Dolayısıyla, marketçiler ve su dağıtım firmaları arasında fiyat rekabetinin nasıl gelişeceği de merak konusu oldu.
Mert, ayrıca 19 litrelik damacanadan yaklaşık 95 bardak su çıktığını kaydetti. Bu hesaplama ile damacanadan doldurulan bir bardak suyun maliyetinin 1 lira 30 kuruş civarında olduğu ifade edildi. Mert, diğer su temin etme seçeneklerine göre damacana suyun hala daha ekonomik bir alternatif sunduğunu dile getirdi. Son zamanlarda su fiyatlarına yapılan zamların, doğrudan bayilerden kaynaklanmadığını da sözlerine ekleyen Mert, “Son olarak 30 lira civarında bir zam yapıldı, fakat bunun temel sebebi bayiler değil,” şeklinde konuştu. Bu noktada, tüketicilerin damacanaların geri dönüşümü konusunda daha dikkatli olmaları gerektiği vurgusu yapıldı. Zira damacanaların, fabrikalarda dezenfekte edildikten sonra en fazla 70 kez kullanılabildiği belirtildi.
Damacana su pazarındaki bu dalgalanma ve fiyat artışları, halkın su ihtiyacını karşılama biçimini de değiştirebilir. Daha önce ekonomik nedenlerle damacana su almayı tercih eden tüketiciler, bu artışlar ışığında su temin etme yollarını gözden geçirip, daha uygun maliyetli alternatifler arama yoluna gidebilir. Özellikle suyun sıkça kullanıldığı yaz aylarında, bu fiyat artışlarının etkisi daha da belirgin hale gelebilir. Öte yandan, su sanayisinde çalışan firmalar ve dağıtıcılar, bu durumu aşmak için stratejiler geliştirmek zorunda kalabilirler. Her ne kadar damacana su, diğer su temin yöntemlerine göre maliyet açısından bir nebze daha uygun görünse de, toplamda su fiyatlarının artışı, tüketicilerin bütçelerini etkiliyor.
Sonuç olarak, damacana su fiyatlarındaki artış, yalnızca bir maliyet meselesinden öte, aynı zamanda halk sağlığı ve çevre yönetimi açısından dikkate alınması gereken bir konudur. Damacana su pazarının geleceği, bu fiyat artışlarının nasıl seyredeceği ve tüketicilerin bu konuda nasıl bir tutum alacaklarıyla doğrudan bağlantılı. Bu durum, suyun ekonomi ve ekoloji dengesinin nasıl kurulacağı konusunda halk arasında da tartışmalara yol açabilir ve su kullanım alışkanlıkları üzerinde etkili olabilir. Uzun vadede, bu tür fiyat artış