DEM Parti İmralı Heyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Meclis turunu yeni haftada da sürdürmeye devam edeceklerini açıkladı. Bu süreçte, AK Parti ile yapılan görüşme saat 13.30’da başladı ve AK Parti’nin önemli isimleri Genel Başkan Vekili Efkan Ala, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ile AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik buluşmaya katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile yapılacak görüşmenin tarihi ise henüz netleşmedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, NTV kanalına yaptığı açıklamada, böyle bir görüşmenin geçerliliği, düzeyi ve olası etkileri hakkında değerlendirme yapacaklarını belirtti. Özgür Özel, “Böyle bir görüşmenin olup olmayacağı, ne düzeyde olacağı, ya da bir partinin genel başkanının bu görüşmeyi yapmamasının bu sürece nasıl etki edeceğini değerlendireceğiz.” diyerek konunun önemine işaret etti.
BU HAFTA GÖRÜŞMELER DEVAM EDECEK
DEM Heyeti, gelecek hafta Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Deva Partisi ve Yeniden Refah Partisi’nin Genel Başkanlarıyla da görüşmeler yapmayı planlıyor. Ancak İYİ Parti, heyetle herhangi bir görüşme gerçekleştirmeyeceklerini kamuoyuna duyurdu. Bu durum, siyasi ortamda kimlerin hangi konularda bir araya gelip anlaşacağı hususunu daha da ilginç hale getiriyor.
BAHÇELİ-DEM HEYETİ GÖRÜŞMESİ
DEM Parti heyeti, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ise perşembe günü gerçekleştirdi. MHP lideri Bahçeli’nin TBMM’deki makamında yapılan bu görüşmeye DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden İçişleri Bakanlığı tarafından uzaklaştırılan DEM Partili Ahmet Türk katıldı. Bu tür üst düzey görüşmeler, siyasi diyalog açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
PKK’YA SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI
Heyet içerisinde yer alan Ahmet Türk, ilerleyen İmralı ziyaretlerinin ardından terör örgütü PKK’ya bir silah bırakma çağrısının yapılabileceğini aktardı. Bu, hem Türkiye’nin güvenlik politikası hem de barış süreci açısından dikkat çekici bir gelişme olarak yorumlanabilir. Türk’ün ifade ettiği bu olasılık, ileride atılacak adımların ve çözüm sürecinin şekillenmesi açısından önemli bir gösterge olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki siyasi partiler arasındaki bu tür görüşmeler ve diyaloglar, hem iç siyasetteki gidişatı etkileyebilir hem de bölgesel barış sürecinin nasıl şekilleneceği konusunda belirleyici unsurlar oluşturabilir. Demokratik bir açılım süreci olarak tanımlanabilecek bu durum, toplumun farklı kesimlerini de ilgilendiren önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.