İznik ilçesinde bulunan Narlı Mahallesi’nde, temizlik çalışmaları sırasında deniz çayırlarının korunması gerektiğini belirten Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, deniz çayırlarının yok olma tehlikesi altında olduğunu vurguladı. Marmara Denizi’nde yaşayan dört farklı deniz çayırı türünden biri olan Akdeniz’e özgü Posidoniaoceanica türü, sadece Narlı Mahallesi ve Paşalimanı Adası civarında yaşamaktadır. Bu deniz bitkileri, deniz canlıları için barınak, beslenme ve üreme alanı olarak hayati bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda denizin akciğerleri olarak bilinen deniz çayırları, oksijen üretimi sağlayarak ekosistemi dengelemekte, suyu berraklaştırmakta ve karbonu tutarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlamaktadır.
Marmara Denizi, son yıllarda yaşanan müsilaj felaketi sonrasında ciddi bir oksijen krizi tehdidiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle adalar da dahil olmak üzere Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş ve kıyısal işlemler ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı izniyle gerçekleştirilmektedir. Bilimsel çalışmalar, denizin derinliklerinde oksijen azalması nedeniyle derin sularda yaşayan canlıların kıyılara doğru hareket ettiğini ortaya koymuştur. Bu durum, Marmara Denizi’nin oksijen kriziyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, deniz çayırlarını korumak için projeler gerçekleştirerek ekosistemi ve oksijen üretimini desteklemektedir.
Prof. Dr. Mustafa Sarı, daha berrak ve temiz plajlara sahip olmanın deniz çayırlarının korunmasıyla mümkün olacağını belirtti. Deniz çayırları, suyu berraklaştırarak denizlerdeki askıdaki partikülleri tutar ve berrak su ortamını korur. Deniz çayırlarına zarar verilmesi, denizin oksijen üretimini azaltarak oksijensiz bölgelerin genişlemesine katkıda bulunur. Bu nedenle plaj kullanıcılarının basit önlemler alarak deniz çayırlarına zarar vermemeleri gerekmektedir. Sarı, Narlı Mahallesi plajında gerçekleşen deniz çayırları katliamı hakkında yetkili kamu kurumlarının sorumluları tespit ederek gerekli yasal işlemleri yapmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca, konuyu bilinçli olarak hafta sonuna denk getiren kişilerin ve kurumların derhal incelenmesi ve halkın bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
