Deniz sezonu başladığı zaman tatil yörelerindeki plaj cumhuriyetlerindeki faaliyetler ve ücretler sınırsız hale gelir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “Denizler Halkındır” dedi ve vatandaşların denize erişimini engelleyen her şeyin kaldırılacağını açıkladı. Ancak kıyılardaki ve denizin içindeki localar tepkiyle karşılanıyor. Hukukçular, ruhsatsız yapılan ve uygulanan para cezalarının düşük olduğunu belirtiyor, Kıyı Kanunu’nda öngörülen hapis cezasının pek uygulanmadığını söylüyorlar ve denetim sorumluluğunu kaymakamlıklar, belediyeler ve il özel idarelerine yüklemeye işaret ediyorlar.
Avukat Gökhan Bilgin, denizin içindeki locaların anayasaya ve kanunlara aykırı olduğunu söyledi. Bu locaların ruhsatlandırılamayacağını ve yapıların ruhsatının olması gerektiğini belirtti. Bu nedenle denizin içindeki yapılar için imkansızlık kriteri getirildiğini vurguladı. Yapı ruhsatı olmayan yapılar için yıkım ve para cezası uygulanacağını belirterek, denetimin kimler tarafından yapılacağını açıkladı.
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı ve Çevre Mühendisi Baran Bozoğlu, kıyıların tamamen halkın erişimine açık olması gerektiğini belirtti. Bungalov yapıların deniz ekosistemine olumsuz etkileri olduğunu vurguladı.
Muğla’nın turistik merkezlerinde konaklama ücretlerinin yüksek olması nedeniyle tatil yapamayanlar, Ula, Marmaris ve Fethiye ilçelerinde çam ormanlarında bulunan kamp alanlarını tercih ediyor. Bu kamp alanlarında çadır ve karavanlarla tatil yapanlar, yeni fiyatlarla karşılaştı. 2023’te 100 TL olan küçük çadırların fiyatı 350 TL’ye yükseldi, kişi başı ücretler de arttı. Bu durum çadır turizminin maliyetini artırdı.
Bodrum’un Yalıkavak Mahallesi ve Türkbükü’nde deniz içinde loca kiralamak isteyenler en az 10 bin lira ödüyor. Sahilde bulunan locaların fiyatları ise 7 bin 500 liradan başlıyor. VİP loca hizmeti sunan otellerin fiyatları ise 40 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Bu durum yörede tartışmalara neden oluyor.