27 Temmuz 2013 tarihinde Denizli’de bir sitede yaşanan olayda, 32 yaşındaki M.O.’nun aynı sitede yaşayan komşularının 5 yaşındaki kız çocuğu E.M.D. ve erkek çocuğu İ.D.’yi evine götürüp defalarca cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma açıldı. M.O. gözaltına alındı ve adliyeye sevk edildi, burada ‘çocuğun cinsel istismarı’ ve ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Ocak 2014’te görülen duruşmada, tutuklu kalmış olma süresi, delillerin toplanmış olması, sanık ve mağdurlara ait raporların alınması sürecinin uzun süreceği ve sanığın sabit ikametgah sahibi olması dikkate alınarak tahliye kararı verildi. Temmuz 2017’de görülen karar duruşmasında M.O., ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan beraat ederken, iki çocuğa ‘cinsel istismar’ suçundan 22,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ailenin, sadece 6 ay tutuklu kalan sanığın serbest bırakılmasına tepki göstermesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’ne itirazda bulunuldu. 2019 yılında Yargıtay 8. Ceza Dairesi dosyayı incelerken, M.O.’nun ‘cinsel istismar’ suçundan aldığı 22,5 yıl hapis cezasının yanı sıra ‘cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan her bir çocuk için 5’er yıl daha hapis cezası verilmesi gerektiğine karar verdi. Dosya tekrar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Ayrıca, sanığın kendi öz yeğenine de cinsel istismarda bulunduğu iddiası soruşturulmaya başlandı.
Sanığın 2014 yılından bu yana serbest bırakıldığını savunan ailenin avukatı Fersu Ege Kandemir, durumu endişe verici bulduklarını belirtti. Kandemir, sanığın 2 çocuğa yönelik cinsel istismar eyleminde bulunmasına rağmen hafif cezalar alarak serbest bırakıldığını ifade etti. Ailenin avukatı, sanığın başka suç dosyalarına da sahip olabileceğini vurgulayarak, halkın güvenliği için sanığın tutuklanması gerektiğini belirtti. Ayrıca, sanığın kendi öz yeğenine de cinsel içerikli eylemlerde bulunduğuna dair şüpheler olduğunu ve bu konunun detaylı olarak incelenmesi gerektiğini söyledi.