Deprem bilimci olan Prof. Dr. Naci Görür, yeni erken uyarı sistemi hakkında açıklamalarda bulundu. Sistemin, beklenen Marmara depreminde can kurtarıcı olmayacağını, fakat kurumlar arasındaki uygulamaları ve işleyişi devre dışı bırakmaya yarayacağını belirtti. Görür, depremde hayat kurtarmanın asıl yolunun kenti depreme hazırlamak olduğunu vurgulayarak, İstanbul’un depreme hazırlanması için 15-20 yıl gibi bir sürenin yeterli olacağını ifade etti.
Prof. Dr. Görür, deprem beklentileri hakkında da açıklamalarda bulundu. Minimum 7.2 büyüklüğünde bir deprem öngördüğünü belirten Görür, şu anda beklenen depremin ne zaman olacağının bilinmediğini ancak depremin büyüklüğü ve diğer özelliklerinin tahmin edildiğini ifade etti. Ayrıca erken uyarı sisteminin eski bir uygulama olduğunu, 2000 yılından beri Türkiye’de kullanıldığını söyledi. Bu sistemin deprem anında stratejik tesislerin zarar görmemesi için devreye sokulduğunu açıkladı.
“Erken uyarı sistemi depreme hazırlık anlamında bir şey ifade etmiyor” diyen Görür, sistemin aslında deprem anında belirli tesislerin zarar görmemesini sağlamak amacıyla hayata geçirildiğini vurguladı. Sistemin, deprem anında hastanelere, okullara, metrolara, doğalgaz ve elektrik tesislerine erken uyarı yaparak zararın azaltılmasına olanak tanıdığını belirtti. Ancak bu sistemin doğrudan halkı depreme hazırlamadığını, bu nedenle sistemin yalnızca sınırlı bir faydası olduğunu dile getirdi.
Görür, asıl can güvenliğini sağlamanın kentin deprem dirençli hale getirilmesiyle mümkün olacağını belirtti. Kentin altyapısının depreme dayanıksız olduğunu ve bu nedenle çalışmaların başlatılması gerektiğini söyledi. İstanbul’un 15-20 yıl içerisinde depreme hazır hale getirilebileceğini ifade eden Görür, bu süre zarfında kentin tüm bileşenlerinin deprem dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç olarak, erken uyarı sisteminin önemli bir araç olduğunu ancak asıl hayat kurtarıcının kentlerin depreme hazırlanması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Naci Görür, bu sürecin devlet, yerel yönetimler ve halkın işbirliğiyle disiplinli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti. Hayat kurtarmanın asıl yolu olan kentleri depreme karşı dirençli hale getirme çalışmalarının üzerinde durulması gerektiğini vurguladı.