“`html
Bankanın yaptığı açıklamada, finansmanın Türkiye’nin Şubat 2023’te meydana gelen depremlerden etkilenen bölgelerde istihdamı artırmak ve işletmeleri desteklemek amacıyla kullanılacağı ifade edildi. Bu mali yardımın, deprem bölgelerinde kapsayıcı işler yaratmayı ve ekonomiyi yeniden canlandırmayı hedefleyen bir çaba olduğu vurgulandı.
Açıklamada, Türkiye’de depremden etkilenen illerde yaklaşık olarak 500 milyon dolarlık bir finansman sağlanacağının kaydedilmesi dikkat çekicidir. Ayrıca, depremlerin bu illerdeki iş gücü piyasasındaki uzun vadeli yapısal zorlukları daha da kötüleştirdiği belirtilerek, onaylanan Kayıtlı İstihdam Yaratma-2 Projesi’nin içeriği hakkında bilgi verildi. Bu projede küçük ve orta büyüklükteki işletmelere destek verilmesi ve üçte birden fazlasını kadınlar ile gençler için olmak üzere yaklaşık 17 bin yeni veya daha iyi iş imkânının oluşturulması hedeflenmektedir.
UZUN VADELİ FİNANSMAN
Açıklamada ayrıca, şirketler arasında finansmana erişimin kısıtlı olmasının istihdam yaratmada önemli bir engel teşkil ettiği vurgulanmıştır. Bu durumun üstesinden gelebilmek amacıyla projenin, özellikle KOBİ’ler üzerine odaklanarak, depremden etkilenen illerde faaliyet gösteren şirketlere uzun vadeli finansman sağlamayı hedeflediği ifade edilmiştir. Bu yaklaşım, işletmelerin kayıtlı istihdam yaratma koşullarını iyileştirmek, üretkenliği artırmak ve iş gücü talebini yükseltmek için önemli bir fırsat sunmaktadır.
Bankanın yaptığı açıklamada ayrıca, projenin Türkiye’nin depremden etkilenen bölgelerine destek olmayı amaçlayan kapsamlı bir Dünya Bankası paketinin parçası olduğu belirtilmiştir. Bu proje, iş gücü piyasasını güçlendirmeye ve ekonomik toparlanmayı teşvik etmeye yönelik daha geniş kapsamlı çabaların da bir tamamlayıcısı olarak görülen önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez’in açıklamalarına da yer verilen bildiride, Lopez, “Dünya Bankası, depremlerin yaşandığı günden bu yana Türkiye’nin yanında yer almakta ve afet riski yönetimi ile yeniden inşa konularında uluslararası deneyimlerini paylaşmaktadır. Bu proje, yerel ekonomilerin yeniden inşa edilmesi ve çok ihtiyaç duyulan kayıtlı sektörde istihdam fırsatlarının sunulması yönünde atılan çok önemli bir adımdır,” şeklinde görüş belirtti. Bu açıklama, projenin önemini ve topluma olan etkisini daha da net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Özetle, Türkiye’deki deprem sonrası durumu iyileştirmek için atılan bu adımlar, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda sosyal açıdan da büyük bir önem taşımaktadır. Kayıtlı istihdam fırsatlarının artırılması, bölgedeki kadınlar ve gençler için yeni umut ışıkları oluşturmakta ve ekonomik kalkınma açısından kritik bir rol üstlenmektedir. Uzun vadeli finansmanın sağlanmasıyla birlikte, depremlerden etkilenen illerdeki işletmelerin yeniden işlev kazanması, istihdamın artması ve dolayısıyla yerel ekonomilerin canlanması beklenmektedir.
Sonuç olarak, bu tür projelerin gerçekleştirilmesi, yalnızca kısa vadeli kriz yönetimi değil, aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma için de gereklidir. Türkiye’nin depremden etkilenen bölgelerinde bu tür yapıcı ve destekleyici projelerin sayısının artması, gelecekte benzer felaketlerin etkilerinin hafifletilmesine ve toplumun daha dirençli hale gelmesine yardımcı olacaktır.
“`
