6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen depremlerde, Türkiye’nin güneyinde yer alan Hatay ilinde yaklaşık 20 bin insan yaşamını yitirmiştir. Bu trajik olayda, 80 binin üzerinde bina ağır hasar görmüş veya tamamen yıkılmıştır. Bu koşullarda, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adayı Mehmet Öntürk, Hatay Belediyesi Başkanlığına seçilmiştir. Hatay Büyükşehir Belediyesi, geçmiş dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) aitken, yerel seçimlerde AKP’ye geçmiştir. Depremin yaralarının henüz sarılmadığı bu şehirde, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılması beklenen depremle ilgili çeşitli çalışmaların yanı sıra, ilginç bir ihale ile dikkat çekilmiştir: Lokum ihalesi.
LOKUM, ÖNCELİKLİ İŞ OLARAK GÖRÜLDÜ
Hatay Büyükşehir Belediyesi, doğal afetler, savaşlar ve salgın hastalıklar gibi acil durumlar için ilan edilen öncelikli işlerde, pazarlık yöntemiyle ihaleler yapma yöntemini seçmiştir. Özellikle bu tür acil durumlara yönelik mali kaynakların yönetimi kritik bir öneme sahipken, lokum ihalesi de bu çerçevede değerlendirilmiştir. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin Satın Alma Dairesi Başkanlığı, 9 Ekim 2024 tarihinde 21/F (pazarlık) usulü ile kutulu lokum temin etmek üzere bir ihale düzenlemiştir.
Söz konusu ihale, 2 milyon 2 bin Türk lirası bedelle Ahmet Okay isimli bir şahsa verilmiştir. Bu kişiyle 31 Ekim 2024 tarihinde ihale sözleşmesi imzalanmıştır. Her ne kadar lokum gibi ikramlık bir ürün elde etmek önemli bir nokta olarak değerlendiriliyor olsa da, bu tür harcamaların yerel yönetimler tarafından deprem sonrası yapılacak olan acil yardım ve rehabilitasyon çalışmalarından hangisiyle ne şekilde ilişkilendirileceği konusunda kamuoyunda bazı soru işaretleri oluşmuştur.
Hatay, depremin ardından ciddi insani yardıma ihtiyaç duyan bir durumdadır. Binlerce insan evsiz kalmışken, altyapı ve sosyal hizmetlerin yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin bu tür harcamalar konusunda halka hesap verebilir olması gerektiği, sadece lokum almakla sınırlı olan bu tercihlerin başka acil ihtiyaçların göz ardı edilmesine neden olup olmadığı, halkın endişeleri arasındadır. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin öncelikle afetzedeler için barınma, yiyecek ve sağlık hizmetleri gibi kritik alanlara yönelmesi, depremzedelere yapılacak yardımlar arasında daha fazla önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Kahramanmaraş ve çevresinde meydana gelen depremler sonrasında Hatay’daki belediyenin harcamalarının kamuoyunda nasıl yankı bulacağı ve bu tür önceliklerin acil durum yönetimi açısından ne anlama geleceği, önümüzdeki süreçte merak konusu olmaya devam edecektir. Hatay’ın bu zorlu döneminden geçerken, halkın ihtiyaçları ve yerel yönetimlerin bu ihtiyaçları karşılama kabiliyeti büyük bir önem taşımaktadır.