“`html
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik çağrıyla başlayan süreci “Milli güvenlik tehdidi” olarak nitelendirdi. Dervişoğlu, iktidarın son zamanlarda sergilediği tavırların demokrasiyle bağdaşmadığını ifade ederek, “Bugün iş başında olanlar ‘Ben ne istersem onu yaparım’ anlayışı içerisinde. Bu yaklaşım Türkiye’nin rejimini demokrasi olmaktan çıkarır, bu bir çoğunluğun diktatörlüğüdür” dedi. İktidarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde elde ettiği yüzde 1,5’lik fark üzerinden hareket ederek çoğunluk diktatörlüğü uyguladığını vurgulayan Dervişoğlu, bu durumun demokrasiye tamamen aykırı olduğunu belirtti.
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, NOW TV kanalında İlker Karagöz’ün yönelttiği sorulara yanıt verdi. PKK lideri Abdullah Öcalan için “Fiziki özgürlük” tartışmalarına değinerek, geçmişte yaptığı uyarıları hatırlattı. Dervişoğlu, “Abdullah Öcalan denilen cani başı için ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelebilir’ dendiğinde, onun Meclis’e gelebilmesi için serbest bırakılması gerektiğini, aksi takdirde bunun affına yönelik bir adım olacağını vurgulamıştım. Süreç bugün maalesef o noktaya geldi. Keşke haklı çıkmasaydım” diyerek endişelerini dile getirdi.
“Öcalan’ın serbest bırakılması DEM’in parlamento sayısıyla temin edilemez”
Dervişoğlu, Öcalan için İtalya’da yapılan bir etkinlikte Pervin Buldan’ın açıklamalarının önemli olduğunu belirtti. Dervişoğlu, “İtalya’da yapılan etkinlikte bana iletilen mesajlar, Abdullah Öcalan’ı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde serbest bırakmanın DEM’in parlamentodaki grubuyla mümkün olabileceğini söylemek, en azından benim perspektifimden, doğru değil. Öcalan’ın serbest bırakılması üzerinden yapılacak olan konuşmalar doğrudan Cumhurbaşkanı ve hükümet ortaklarıyla yapılmalıdır” şeklinde düşündüğünü ifade etti.
“Millet mi büyük hükümet mi görelim”
Dervişoğlu, çeşitli şehirlerde vatandaşlar arasında yaptıkları görüşmelerde toplumun Öcalan’ın serbest bırakılmasına rıza göstermediğini belirtti. “Bu memleketin evlatları 50 bin insanımızın katilinin İmralı’daki cezaevinden salıverilmesine rıza göstermiyor. Dolayısıyla halk ve hükümet arasında net bir ayrım oluşmuştur. Bu duruma karşı duracak olan yine millet olacaktır. Bilinmelidir ki millet, iktidarın aldığı kararların geçerliliğini belirleyecek güçte” dedi. Ayrıca, bu durumu “hodri meydan” olarak tanımlayarak, iktidar ve hükümetin bu konuda net bir duruş sergileyip sergilemeyeceğini sorguladı.
“Aydınlatıcı bilgi vermesi gerekenler bu devleti yönetenler”
Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirilen konuların Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından yeterince aydınlatılmadığını belirtmektedir. DEM ve İmralı’dan gelen mesajlar, Türk milleti ve Türk devleti için ciddiye alınacak mesajlar değil. Bu yeni söylemlerin İtalya’dan gelmesi dikkat çekici bir durum. İtalya, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkmadan önceki ilk ikametgahıdır. Dolayısıyla, devletin bu
