Dijital mecralarla ilgili yapılan en önemli adımlardan biri olan ‘Sosyal Medya ve Dezenformasyonla Mücadele Yasası’nın 2022 yılında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi sonrasında ‘Dijital Telif Yasası’ ile ilgili çalışmalar da hız kazandı.
Türkiye’de fikir ve sanat eserleri üzerindeki telif hakları, 5846 numaralı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) tarafından korunmaktadır. Ancak, dijital içerik üreticilerinin ürettikleri eserleri korumada yetersiz kalan bu yasa, sadece ilim, edebiyat, müzik, güzel sanat ve sinema eserlerini kapsamaktadır.
Bu durumda habercilikte telif hakları geride kalırken, habercilerin eserleri yeterince korunamamaktadır. Ayrıca, dijital yayıncılar ve sosyal medya platformlarında eserlerin mülkiyet hakları ve güvenilirliği sağlanamamaktadır. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cahit Suluk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hazırlıkları yapılan Dijital Telif Yasası konusunda Milliyet.com.tr’ye açıklamalarda bulundu.
Haber üretiminin sağlıklı devam edebilmesi için yasa koyucunun basın yayıncılarının telif haklarını tanıması gerektiğini belirten Doç. Dr. Cahit Suluk, Avrupa Birliği’nin Dijital Tek Pazar Yönergesi’ni hayata geçirerek bu konuda düzenlemeler yaptığını ve Türkiye’nin de benzer adımlar atması gerektiğini vurguladı. Suluk, habere telif hakkı tanınması konusunda yapılan düzenlemelerin basının demokratik ülkelerde vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirtti.
Dijital mecralarda içerik üreticilerinin azalmasının haberlerin niteliğini olumsuz etkileyeceğini belirten Doç. Dr. Cahit Suluk, içerik üreticilerin üretemediklerinde yanıltıcı bilgileri haber olarak sunabileceğini, bu durumun düzeltilmesi için yasa koyucunun müdahale etmesi gerektiğini ifade etti.
Doç. Dr. Cahit Suluk, haberlerin bir fikri ürün olduğunu belirterek AB’nin yaptığı düzenlemelerin önemli olduğunu vurguladı. Türkiye’nin de benzer bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu ve basının korunması için zaman kaybedilmeden harekete geçilmesi gerektiğini söyledi. Suluk, haberlerin de fikri mülkiyet haklarının korunması gerektiğini ve benzer bir yasanın ülkemizde de hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.