Eski Berlin Eyaleti Çalışma ve Sağlık Senatörü Dilek Kalaycı, 11 bin 240 Euro tutarındaki düğün masrafını, kendisine yakın bir ajansa ödetmesi nedeniyle 18 ay ertelenmiş hapis cezasına çarptırıldı. Bu durum, hem Kalaycı hem de Türk toplumu içinde farklı tepkilere yol açtı. 58 yaşındaki Kalaycı, emekli maaşını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırken, Alman kamuoyunda, Türk siyasetçi Ekrem İmamoğlu’na yönelik eleştirilerin ve iddiaların oldukça sessiz bir şekilde geçiştirildiği eleştirileri gündeme geldi.
Yeni Şafak’ta yer alan habere göre, Almanya’da Ekrem İmamoğlu’nun 560 milyar Türk Lirası’na ulaşan yolsuzluk iddiaları, göz ardı edilirken, Dilek Kalaycı’ya yönelik başlatılan hukuki süreç dikkat çekiyor. Hem medya hem de devletin çeşitli organlarında Türkiye’ye karşı olumsuz bir tutum sergilenirken, sosyal demokrat Türk politikacı Dilek Kalaycı’nın yaşadığı durum, bu tutumun bir örneği olarak gösteriliyor. Kalaycı’nın davası, Türk kökenli siyasetçilere karşı önyargılı bir yaklaşım sergilendiği iddialarını güçlendiriyor.
Dilek Kalaycı, sosyal demokrat olarak bilinen bir politikacıdır ve Türk kökenli belediye başkan yardımcısı olarak tanınmaktadır. Dilek Kalaycı, Berlin’de yer alan Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) önemli isimlerinden biri olmuş ve Berlin Eyaleti Çalışma ve Sağlık Senatörü olarak görev yapmıştır. Ancak kendisine yöneltilen suçlamalarda, düğün masraflarının bir reklam ajansına ödenmesi sebebiyle rüşvet almakla itham edilmektedir. Berlin Eyalet Mahkemesi, Kalaycı’nın düğün masraflarını karşılamanın yasadışı bir biçimde yapıldığına hükmederek, kendisini rüşvet almak suçundan 18 ay ertelenmiş hapis cezasına çarptırmıştır.
Berlin Eyalet Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Kalaycı’nın düğün masraflarının belgelerinin eksik olduğu ve bu durumun bir yolsuzluk olarak değerlendirileceği ifade edilmiştir. Mahkeme başkanı Bo Meyer, Kalaycı’nın kişisel çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, “rüşvetin masrafı” adı altında hüküm verdiği sonucuna varmıştır. Dilek Kalaycı, düğün masraflarını karşılamanın erkek tarafının sorumluluğu olduğuna dair ifade vermiştir. Ancak bu ifade, lehine bir sonuç doğurmamıştır. Mahkeme, Kalaycı’nın düğün organizasyon masraflarının, bakanlık döneminde aldığı bir ihale ile ilişkilendirildiğini belirterek, onun yargılamasının ardındaki iddiaların ağırlığını vurgulamıştır.
Eski bakanın karşılaştığı ceza, kamuoyunda tepkilere sebep olmuştur. Birçok kişi, Kalaycı’nın durumu ile İmamoğlu’nun yaşadığı hukuki sorunlar arasındaki çifte standartı değerlendirmiştir. Türkiye’de bazıları, yurt dışında Türk kökenli bir politikacının aldığı cezanın adalet anlayışına aykırı olduğunu, aynı zamanda Almanya’da Türkleri hedef gösteren bir kampanyanın da parçası olduğunu iddia etmiştir. Bu durum, Kalaycı’nın yargı sürecinin ve sonuçlarının, Türk toplumu içinde yankı bulmasına neden olmuştur.
Dilek Kalaycı’nın mahkeme sürecinin ardından, kendisinden istenen ceza ile Almanya’daki diğer siyasi olaylar arasında benzerlikler de bulunuyor. Fransa’da Marine Le Pen’in, mali usulsüzlükler dolayısıyla siyasetten men edilmesi durumu, medyada sıkça gündeme gelmektedir. Le Pen’in, Avrupa Birliği fonlarını yanlış kullandığı gerekçesiyle yargılandığı ve 2027 seçimlerinde aday olmasının engellendiği belirtiliyor. Bu tür durumlar, Avrupa’daki siyasi bir ortamda benzer sorunlarla karşılaşan politikacıların nasıl cezalandırıldığı üzerine bir tartışma yaratmaktadır.
Dilek
