Şili Temsilciler Meclisi’nin 24 Nisan’da aldığı 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyan karar sonrası Türkiye Dışışleri Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yapmıştır. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Meclis’in bu kararının geçersiz olduğu belirtilmiştir. Meclis’in tarihi olayları yorumlama veya yargılama yetkisinin olmadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, soykırım suçunun sadece yetkili bir mahkeme tarafından karara bağlanabileceği BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Aykırı olduğu ifade edilmiştir.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Şili Temsilciler Meclisi’nin aldığı kararı “tarihi bir yanılgı” olarak nitelendirmiştir. Bakanlık, bu kararın siyasi bir amaca hizmet ettiği ve gerçekleri yansıtmadığı konusunda görüş belirtmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin tarihine ve atalarına karşı yapılan haksız suçlamaların reddedildiği vurgulanmıştır. Bakanlık, bu tür kararların Türkiye-Şili ilişkilerine zarar verebileceğini ve karşılıklı anlayışa zarar verebileceğini belirtmiştir.
Şili Temsilciler Meclisi’nin 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımasının ardından Türkiye’nin Santiago Büyükelçisi, Şili Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak konu hakkında Türkiye’nin endişelerini iletmek üzere görüşmelere başlamıştır. Büyükelçi, Türkiye’nin bu kararı şiddetle kınadığını ve bu tür kararların asılsız iddialara dayandığını belirtmiştir.
Türkiye’nin 1915 olaylarını soykırım olarak tanıdığı iddialarını reddettiği ve olayları tarihsel ve objektif bir perspektiften ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Türkiye, böyle tarihi olayların bağımsız tarihçiler tarafından incelenmesi gerektiğine inanmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin soykırım iddialarının siyasi bir amaçla kullanıldığı ve gerçeklerle bağdaşmadığı konusunda ısrarla duruşunu korumaktadır.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Şili Temsilciler Meclisi’nin aldığı kararı resmi olarak tanımadığını ve bu kararın Türkiye’nin tarihine ve halkına karşı yapılan haksız suçlamaları reddettiğini açıklamıştır. Türkiye, tarihsel gerçeklerin objektif bir şekilde ele alınması ve her iki taraftan da adil bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Aynı zamanda, Türkiye’nin bu tür kararların ilişkilere zarar vermemesi için diplomatik yollarla çözüm aramaya devam edeceği belirtilmiştir.