Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) diyabet tip 1 hastası çocukların sağlık sorunlarına ilişkin yapılan Meclis Araştırma önergesinin görüşülmesi sırasında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Ednan Arslan, duygusal anlar yaşamış ve bu konuyla ilgili önemli noktaların altını çizmiştir. İYİ Parti tarafından verilen diyabetli çocuklarla ilgili önerge, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ortaklığıyla reddedilmiştir. Diyabet hastası çocuklar, günde ortalama 300 kez kan şekerlerini ölçmek için dijital sensör cihazı kullanmak zorundadırlar.
Bu sensör cihazının oldukça yüksek bir bedeli vardır ve maalesef Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödenmemektedir. Bir insülin pompası ile sensörün maliyeti, aylık olarak 25 bin ila 30 bin lira arasında değişmektedir. Arslan, kendisinin de diyabet hastası bir çocuğu olduğunu aktararak, Meclis kürsüsünden bu sorun ile ilgili hissettiği acıları ve zorlukları sesi titreyerek dile getirmiştir. “Benim 6,5 yaşında tip 1 diyabetli çocuğum var. Çocuklarına sensör ve insülin pompası alamayan aileler var. 40 bin çocuğa, 30 bin çocuğa sensör veremeyen bir AKP, hangi sorunu çözüme kavuşturabilir?” şeklinde seslenmiştir.
Arslan, gece boyunca çocuklarının başında beklemenin, hipoglisemi ve hiperglisemi gibi durumlarla nasıl mücadele ettiklerinin ne kadar zor olduğunu da izah etmiştir. “Çocuğunuzu motive etmek için parmağınızı deldirmenin ne olduğunu biliyor musunuz? İnsülin iğnesini onun eline verip göbeğinize iğne yaptırmanın ne olduğunu biliyor musunuz?” şeklindeki soruları, gündemi sarsmış ve birçok kişinin dikkatini çekmiştir. Sorunların çözülebileceğine dikkat çekerken, “Neler çözüldü ki? Milletin vergi borçlarını sildiniz.” demesi, mevcut yönetimin soruşturmaya açılması gereken politikasını sorgulamaktadır.
Uçaklar Tartışma Konusu Oluyor
TBMM Genel Kurulunda İYİ Parti’nin vermiş olduğu önerge, AKP ve MHP oylarıyla reddedilirken, CHP’li Arslan yaşadığı zorlukları yine dile getirmiştir. Yapılan tartışmalar sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sahip olduğu uçaklar da gündeme gelmiştir. İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, diyabetli çocukların ihtiyaç duyduğu cihaz ücretlerinin devlet tarafından karşılanmamasına dikkat çekerek, “30 bin çocuğa bu cihazı veremeyecek bir acziyet içinde misiniz? Cumhurbaşkanı, 14 uçağından birini satsa bu sorun ilelebet çözülür. Çocuklara vermiyorsunuz çünkü sizin besleyecek çeteleriniz var, müteahhitleriniz var” demiştir.
Çömez’in bu ifadeleri, kamuoyunda büyük bir yankı bulmuş ve tartışmaların derinleşmesine sebep olmuştur. Bu süreç, Türkiye’de diyabetli çocukların yaşadığı sağlık sorunlarının yanı sıra, sağlık sisteminin işlemeyişi ve hükümetin sosyal politika uygulamalarının sorgulanmasını da gündeme taşımıştır. Çocukların ihtiyaçlarının karşılanması, sadece bir sağlık meselesi değil, aynı zamanda insan hakları çerçevesinde de ele alınması gereken bir durumdur.
Kısacası, TBMM’deki tartışmalarda, diyabetli çocukların karşılaştığı zorluklar, sosyal güvenlik mekanizmaları ve hükümet politikaları üzerine derinlemesine bir analiz yapılması gerektiği açıkça gözler önüne serilmiştir.