Diyanet İşleri Başkanlığı, vatandaşların yaşadığı açlık ve sefaletle mücadele ederken, lüks otellerde yapılan hac ziyaretlerini ve 5 yıldızlı otellerde gerçekleşen toplantılarıyla dikkatleri üzerine çekerken, vatandaşlara tekrar ‘şükredin’ çağrısında bulundu. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, eşini özel vize ile kura çekmeden hacca götürüp lüks otelde konaklayan ve Mekke’de bir ay geçirenler hakkında konuştu. Martı, insanın elindeki nimetleri görüp olumluya odaklanması gerektiğini vurgulayarak, olumsuz düşüncelere kapılarak sürekli eksiklikleri ve başkalarının sahip olduğu şeylere odaklanan insanların mutsuz olduğunu belirtti. Martı, insanların kendi imkanları ve güzelliklerine odaklanmaları gerektiğini dile getirirken, sürekli başkalarıyla kıyaslayan ve başkalarının sahip olduklarına imrenen kişilerin huzurlu bir şekilde yaşayamayacağını ifade etti.
Sosyal medya kullanıcıları, Martı’nın açıklamalarına tepki göstererek, halkın yeterince doyurulmadığını ve şükretmek yerine eyleme geçmenin önemli olduğunu dile getirdi. Vatandaşların zor şartlar altında yaşadığı bir dönemde, lüks otellerdeki toplantılar ve hac ziyaretlerinin kamuoyunda olumsuz bir yankı uyandırdığı görüldü. Martı’nın açıklamalarıyla birlikte, vatandaşların haklı olarak tepki göstermesi ve gerçek sorunlara odaklanması gerektiği vurgulandı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın halkın gerçek ihtiyaçlarını ve sorunlarını anlaması ve bu doğrultuda hareket etmesi gerektiği belirtilerek, daha adaletli ve şeffaf bir yaklaşım sergilemesi bekleniyor.
Bu tür olaylar, toplumdaki sosyal eşitsizlik ve adaletsizlik algısını güçlendirerek, halkın Diyanet İşleri Başkanlığı’na olan güvenini zedeleyebilir. Kamu kurumlarının, vatandaşların gerçek ihtiyaçlarını ve sorunlarını göz önünde bulundurarak hareket etmesi, halkın taleplerine daha duyarlı bir şekilde yaklaşması önem taşımaktadır. yaşanan bu gelişmeler, güçlü bir toplumsal vicdanın ve adalet duygusunun varlığını göstermektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vatandaşlara daha iyi hizmet verebilmesi ve toplumsal sorunlara duyarlı bir şekilde yaklaşabilmesi için bu tür yanlış algılamaların önüne geçmesi gerekmektedir.