Diyanet İşleri Başkanlığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı gibi önemli günlerde yayınladığı hutbelerde 14 yıldır devam eden “Atatürk’ü anmama” politikasını sürdürdü. Büyük Taarruz’un 30 Ağustos 1922’de başarıyla sonuçlanmasıyla Anadolu toprakları düşman işgalinden kurtarılmış ve zaferin mimarı Gazi Mustafa Kemal olmuştu. Fakat Diyanet’in yayınladığı hutbelerde Mustafa Kemal Atatürk’ten hiç bahsedilmedi. Zafer Haftası vesilesiyle yayınlanan Cuma hutbesinde şehitler ve gazilere rahmet dilenirken, Mustafa Kemal Atatürk’e atıfta bulunulmadığı görüldü. Son dönemlerde ulusal günler ve bayramlar ile ilgili hiçbir vurgu yapılmaması ve Atatürk’ün adının anılmaması eleştirilere neden oldu.
Eski başkan Ali Bardakoğlu dönemindeki hutbelerde Atatürk’ün adı övgüyle anılmıştı. Örneğin, 14 Mart 2008 tarihli hutbede, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyoruz” ifadesine yer verilmişti. Ancak 11 Kasım 2010’da göreve gelen Mehmet Görmez ve sonrasında göreve gelen Ali Erbaş dönemlerinde Atatürk’ün adı hiç anılmamaya başlandı. Görmez ve Erbaş, Bardakoğlu’nun aksine Atatürk’ü anmama politikasını sürdürdü.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tarih boyunca olan bu değişiklikleri ve Atatürk’ün anılmasına yönelik politikasını sürdürmesi Türk toplumu ve kamuoyu arasında büyük tartışmalara neden olmuştur. Özellikle özel günlerde ve bayramlarda Atatürk’ün unutulmasına ve anılmamasına tepkiler yükselmiştir. Toplumun bir kesimi bu durumu milli değerlere saygısızlık olarak görmekte ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tutumunu eleştirmektedir.
Sonuç olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 14 yıldır devam eden “Atatürk’ü anmama” politikasına karşı toplumda farklı görüşler ve tepkiler bulunmaktadır. Atatürk’ün Türk ulusunun önemli bir değeri olduğu ve onun unutulmaması gerektiği fikri birçok kesim tarafından benimsenirken, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tutumunu savunanlar da bulunmaktadır. Ancak, Türkiye’nin geçmişine ve milli kimliğine sahip çıkarken tarihin doğru bir şekilde aktarılması ve milli kahramanların anılması önemlidir. Bu nedenle, toplumsal uzlaşı ve saygı çerçevesinde sorunun çözülmesi ve milli değerlere gereken önemin verilmesi önemlidir.