“`html
Ulu Önder Atatürk’ün Kurucusu Olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı ve Atatürk İlişkisi
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kuruculuğuna imza attığı Diyanet İşleri Başkanlığı, ne yazık ki Atatürk’e karşı bir alerji sergilemeye devam ediyor. Diyanet, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü öncesindeki hutbesinde, Çanakkale Zaferi’nin mimarı olan Ulu Önder Atatürk’ten yine bir bahsede bulunmamıştır. Bu durum, Atatürk’ün milletimiz için taşıdığı anlamı sorgulatmaktadır.
Hutbede Yahya Çavuş’a Vurgu Yapıldı
Diyanet’in hutbesinde, “Çanakkale; din, devlet, vatan ve millet aşkıyla yanıp tutuşan kahraman ecdadımızın istiklal ve istikbal mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğinin en büyük nişanelerinden biridir” ifadelerine yer verilmiştir. Ancak dikkatten kaçmayan husus, hutbede Atatürk’e yönelik hiçbir referansın olmamasıdır. Diyanet’in açıklamasında, Çanakkale’deki kahramanlık anıtı olan Yahya Çavuş’un ismi öne çıkmıştır. “Yahya Çavuş gibi niceleri düşman karşısına dikilip cenk etti, ceht etti Çanakkale’de” şeklindeki ifadelerle, Türk milletinin bu büyük zaferde gösterdiği cesarete vurgu yapılmıştır. Keza, tüm bu metinlerde Atatürk’ten tek bir satır dahi bahsedilmeyen bir durum söz konusudur.
Diyanet Takvimi’nde Atatürk’e Yer Yok
Diyanet Takvimi’nin 18 Mart tarihli sayfasında da Atatürk’ten bahsedilmediği dikkat çekti. Bu sayfada yalnızca “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi” başlığı altında genel ifadeler yer almıştır. Bu durum, özellikle Atatürk ve onun liderliği altında kazanılan zaferlerin unutulmakta olduğu algısını güçlendirmektedir.
Ali Erbaş Dönemindeki Atatürk İlişkisi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın görev süresi boyunca, hiçbir hutbede Atatürk ismine yer verilmemiştir. O andan itibaren, Erbaş başkanlığında geçen süre içerisinde yüze yakın yurt dışı gezisine çıktı; toplamda 600 bin kilometre yol katederek dünya etrafında 13 tur attığı gözlemlenmiştir. İlginç bir şekilde, Anıtkabir’e yalnızca 11 kilometre mesafede bulunmasına rağmen bu süre zarfında Anıtkabir’i bir kez bile ziyaret etmemiştir. Diyanet İşleri Başkanı’nın bu tavrı, kamuoyunda Atatürk’ü ve onun mirasını unutturma çabası olarak yorumlanmaktadır.
Öte yandan, Erbaş döneminde Bosna-Hersek lideri Aliya İzzetbegoviç’in kabrini defalarca ziyaret etmiş olması, bu karşılaştırmada dikkat çekici bir durumdur. Diyanet’in resmi belgelerindeki bu çelişkiler, kamuoyunda tartışmalara neden olmakta ve bu tutum Atatürk’e olan saygının sorgulanmasına yol açmaktadır.
Sonuç Olarak
Atatürk’ün anısına ve bıraktığı mirasa karşı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı bu tutum, toplumsal hafızada ve milli bilincimizde derin izler bırakmaktadır. Atatürk’ün, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde ve Cumhuriyetin kurulmasındaki rolü göz ardı edildiğinde, bu durumu anlamak ve üzerine düşünmek oldukça önemli hale geliyor. Diyanet’in bu yaklaşımı, sadece geçmişle olan ilişkim