Diyarbakır’da inşaat, eğitim ve araç filosu sektörlerinde faaliyet gösteren üç kardeş iş insanı, terör örgütü PKK’ya yardım suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası almıştı. Ancak Yargıtay tarafından verilen bu mahkûmiyet kararı, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı O.Y. ve diğer heyet üyeleri tarafından beraat kararıyla sonuçlandırıldı. Bu karar üzerine eski Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, beraat kararının kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Mahkeme başkanı hakkında HSK tarafından rüşvet soruşturması başlatıldığı da ortaya çıktı.
Üç iş insanına verilen beraat kararı, tamamen CMK’ya aykırı bir şekilde alınmıştı. Mahkeme heyeti, sanıkların suçunun sabit olduğu ve delillerin hukuka uygun olduğuna dair Yargıtay kararını hiçe sayarak beraat kararı vermişti. Bu durum, birçok kişi tarafından şaibeli olarak nitelendirildi. Duruşma savcısı Ş.Y. da kararın hukuka aykırı olduğunu düşünerek temyiz başvurusunda bulunmamış, bu da beraat kararının kesinleşmesine neden olmuştu.
İddianameye göre, teröristlere gönderilmek üzere yakalanan 117 adet kar tulumu özel dikim ve gizlenmeye uygun bir biçimde tasarlanmıştı. Bu tulumlar, Dağlıca bölgesindeki teröristlere teslim edilmek üzere hazırlanmıştı. Öner kardeşler ve Nezir Çağlak ise bu tulumlar için Yozgat’ta özel bir firmaya sipariş vermişti. Ancak bu durum, şüphe yaratmış ve polise haber verilmemişti.
Mahkeme üyeleri ise dosyayı değerlendirirken eksik bilgi ve belgelere dayanarak beraat kararı almışlardı. Duruşma savcısı ise mahkeme kararına karşı çıkmış, ancak sonradan bu karardan haberinin olduğunu söylemişti. Heyetin beraat kararını reddetme nedenleri, usule aykırı ve hukuksuz olarak nitelendirilmişti.
Bu olay, Diyarbakır adliyesinde ciddi tartışmalara yol açmıştı. Mahkeme başkanı ve heyet üyeleri, görevlerini kötüye kullanmak suçlamasıyla yargılanmaya başlandı. Ayrıca rüşvet iddiaları ve maddi çıkar ilişkileri de gündeme gelmişti. Bu durum, adliye camiasında güvenilirlik ve dürüstlük konusunda ciddi endişelere neden olmuştu. Yargıtay’ın kararı sonrasında HSK 1. Dairesi, heyet hakkında adli ve idari yönden soruşturma izni verdi ve müfettişler görevlendirdi. Bu süreçte mahkeme başkanı görevinden alındığından, hukuka uygun bir şekilde yeniden yargılama ve adaletin sağlanması için adımlar atılmıştı.
