Karacabey ilçesi, Uluabat Gölü yakınlarında bir gıda üretim fabrikasının arka bölümünde ilginç bir olay yaşandı. Kepçe operatörü Emrah Us, 20 metrelik bir çukur kazma işlemi gerçekleştirirken topraktan sıvıyla karışık bir gaz karışımının sızdığını fark etti. Gazın yanıcı olduğunu anladığında durumu hemen yetkililere bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen BOTAŞ (Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş.) yetkilileri, topraktan sızan su ve gaz karışımını analiz etmek üzere incelemelerde bulundu. Yapılan testler sonucunda sızan karışımın yaklaşık yüzde 80’inin doğal gaz olduğu belirlendi.
Bu durum, bölgedeki doğal gaz altyapısına dair bazı soruları da beraberinde getiriyor. Uluabat köyü muhtarı Ramazan Hamamcı, yaptığı açıklamada bölgeden geçen herhangi bir doğalgaz boru hattının mevcut olmadığını belirtti. “Ekipler burada çalışma yaptı ama bir süre sonra gittiler. Buradaki gaz yaklaşık 55 saattir yanıyor,” diyen Hamamcı, daha önce köyde benzer olayların yaşandığını, ancak köyde doğal gazın bulunmadığını ifade etti. Ayrıca petrol ve gaz boru hatlarının da farklı güzergahlarda olduğunu vurguladı.
Zemin etüdü yapmakta olan işçi Emrah Us, kazı sırasında karşılaştığı durumu şöyle anlattı: “Şantiye alanının depo kısmını ayarlamak için zemin etüdü yapıyordum. Yaklaşık 20 metre kazdıktan sonra suyla karışık bir gazın çıktığını fark ettim. Önce su sifon yapıyor sandım ama yoğunlaşınca kağıt attım. Yanmaya başlayınca yetkililere haber verdim. Gelip incelemeler yaptılar ve yüzde 80 oranında doğalgaz olduğunu söylediler.” Bu açıklama, olayın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, Karacabey’de yaşanan bu olay, bölgedeki doğalgaz kaynaklarına dair yeni bir soru işareti oluşturdu. Hem BOTAŞ’ın incelemeleri hem de yerel muhtarın yaptığı açıklamalar, bölgede doğal gazın varlığını gösteriyor. Ancak, doğalgaz altyapısının olmaması ve daha önce benzer olayların yaşanmış olması, yerel halk arasında paniğe neden oldu. Bu gelişmeler, bölgedeki gaz ve petrol kaynaklarının ne derece derin ve geniş olduğuna dair araştırmalara da ışık tutabilir.
Bundan sonra atılacak adımlar, hem yerel halkın güvenliği hem de potansiyel doğal gaz rezervlerinin değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. Doğal gazın bulunduğu bir alanda, altyapının oluşturulması ve bu kaynakların nasıl işleneceği üzerine bir planlama yapılması gerekecek. Dolayısıyla, hem devlet hem de özel sektör paydaşlarının devreye girmesi, bölgedeki enerji ihtiyacını karşılamak adına önemli bir adım olacaktır.