İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde arkeolog olarak 25 yıl boyunca çalışma yürüten 52 yaşındaki Songül Erbay, elde ettiği tecrübeler ve gözlemlerle dikkat çekici bir projeye imza atmaya karar verdi. Zaman içerisinde, ileride tablo yapma hayalini gerçekleştirmek amacıyla çeşitli malzemeler topladı. Bu malzemeler arasında; yapraklar, taşlar, ölü böcekler ve dallar gibi doğal unsurlar yer almaktaydı. Çevresindeki birçok kişi ise “Çalı çırpıdan ne olur ki?” düşüncesiyle onun bu toplama faaliyetine şüpheyle yaklaştı. Ancak Erbay, sabırla bu süreci sürdürmeye devam etti ve eşyaları toplama tutkusunu asla bırakmadı.
Songül Erbay, yıllar boyunca topladığı bu malzemeleri dikkatlice özel kutularda muhafaza etti. Çalışmalarına son verme kararı alarak geçen yıl emekli oldu. Emekliliğinden sonra, yıllar boyunca biriktirdiği malzemeleri değerlendirmek üzere evinin bir bölümünü atölyeye dönüştürdü. Bu alanda yaratıcılığını sergilemek için çeşitli yöntemler denemeye başladı. Örneğin, topladığı malzemelerin arka fonunu oluşturmak üzere atık kartonları kullanarak, herhangi bir kimyasal işlem ya da boyama yapmadan taş, yaprak, ölü böcek ve dal gibi doğal unsurlardan tablolar hazırlamaya başladı.
Erbay, topladığı bu malzemeleri kullanarak oluşturduğu sanat eserlerinde doğanın doğal güzelliklerini koruma ve geri dönüşüm konularına dikkat çekmek istiyor. Bu eserlerin bazıları ise antik kentlerin görsellerini içeriyor. Yıllar içinde edindiği gözlemler ve tecrübelerle, çevresindeki doğanın zenginliği hakkında duyduğu heyecanı sanatına yansıtmak ise en büyük hedefi. Şu sıralar açmayı planladığı sergisi için hazırlıklarını sürdürüyor ve eserleri ile izleyicilerin beğenisini kazanmayı umut ediyor.
“Tabloları gördüklerinde hayranlıklarını saklayamıyorlar” diyen Erbay, çalışmalarıyla doğanın zenginliğine ve geri dönüşümün önemine dair farkındalık yaratmayı amaçladığını belirtti. Doğayla iç içe olan bir yaşam tarzını benimseyen Erbay, tabiatın sunduğu güzelliklerin her durumda değerlendirilebileceğine inanıyor. “Topladığım objeleri tablo haline getirdiğimde aşırı keyif alıyorum” diyen Erbay, yaptığı çalışmalarda doğal keşifler neticesinde farklı objeleri arkeolojik bir bakış açısıyla yeniden yorumlayarak sanatsal bir ifade kurduğuna dikkat çekti. Sanatı, doğayla, yaratıcılıkla ve geri dönüşümle birleştirmenin kendisi için bir tutku olduğunun altını çizdi.
Erbay, insanların topladığı malzemelere verdikleri tepkiyle ilgili de paylaşımlarda bulundu. İnsanların günlük hayatlarında bu kadar çok malzeme toplamasına çoğu zaman eleştirel yaklaştıklarını ifade etti. Bazıları mutlaka desteklese de, kimi insanları yakınında gördüğü dal, çalı, taş gibi unsurlara gereksiz bulduğunu belirttiler. Ancak, kendi yaratıcılığı sayesinde bu objeleri sanata dönüştürdüğünde insanların hayranlık içerisinde kaldığını gördüğünü belirtti. “Bunlar da benim çok hoşuma gidiyor” diyen Erbay, eserlerinin topluma olumlu bir mesaj verdiğini düşünüyor. Bu durum, hem kendi hayalini gerçekleştirmesine yardımcı oluyor hem de doğanın sınırları içinde yeniden var olabilmesine olanak tanıyor.
Songül Erbay, topladığı doğal malzemelerle sanat eserleri üretmeye başladığından beri çevresindeki insanlardan gördüğü destek ve olumlu yorumlarla motive olduğunu kaydetti. Geri dönüşümün sadece bir kavram olmadığını eyleme geçmedeki bir fırsat olarak kullandığını ve bu anlamda kendi yaşam felsefesi haline getirdiğini sözlerine ekledi. Kızı için değerlendirdiği atık tablet kutuları ve çöpe atılmış çerçeveler gibi malzemeleri hijyen koşullarını sağlayarak yeniden kullanıma kazandırması, çevresindeki kişilere örnek teşkil ettiğini sempatik bir dille ifade etti.