Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli doktor Okan Kemal Kaplan’ın Üsküdar Devlet Hastanesi Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Bölümü’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaret içeren sözler söylediği belirtildi. Bu olay üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, 2023 yılı Ekim ayında bir soruşturma başlattı.
Olayın ardından soruşturma sürecinde doktor Okan Kemal Kaplan’ın ifadesi alındı. Şüpheli, olay sırasında ilaç etkisinde olduğunu ve bu nedenle söylediği sözleri hatırlamadığını beyan etti. Ancak, bu türlü bir savunmanın, olayın ciddiyetini azaltan bir şekilde etkili olmadığı ifade edildi. Hazırlanan iddianamenin içeriğinde, Kaplan’ın üzerine atılı suçları işlediği kanaatinde olunduğu ve bu nedenle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası talep edildiği belirtildi. İddianame, değerlendirilmek üzere Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Olayın detaylarına bakıldığında, Üsküdar Devlet Hastanesi’nde meydana gelen durumu daha iyi anlayabiliriz. Kaplan’ın, hastane personeline silah gösterdiği ve hastaları biber gazıyla etkisiz hale getirmeye çalıştığı, ayrıca elektro şok cihazı ile hastaları korkuttuğu iddiaları güvenlik kameraları tarafından kaydedilmişti. Bu görüntülerin ortaya çıkmasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği bilgisi de ihbar edilince suçlamaların derinleşmesine yol açtı. Söz konusu ihbar üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlattı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, güvenlik görüntülerini inceleyerek doktor Okan Kemal Kaplan’ın eylemlerini tespit etti ve hemen gözaltına aldı. Şüpheli doktorun ikametinde ve kendisine ait araçta yapılan aramalarda, toplamda 5 adet havalı tabanca, 3 elektro şok cihazı ve 2 biber gazı bulundu. Bu buluntular, emniyet güçlerine konu ile ilgili daha fazla delil sağladı ve şüphelinin ciddi anlamda bir tehdit oluşturduğuna dair kanaat oluşturdu.
Emniyetteki işlemlerinin ardından Kaplan, Anadolu Adalet Sarayı’na sevk edildi. Nöbetçi hakimlik, doktor Okan Kemal Kaplan hakkında “silahla tehdit” ve “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlarından tutuklama kararı çıkardı. Bu süreç, Türkiye’de kamu görevlilerinin, özellikle de sağlık çalışanlarının, görevleri sırasında ve sonrasında maruz kaldıkları yükümlülüklerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Okan Kemal Kaplan’ın tutuklanması, sağlık hizmetleri alanında etkisi olan bir olay olarak değerlendirildi. Zira, insanların sağlık hizmeti alırken güvenli hissetmeleri ve çalışanların da mesleki etik kurallarına uygun davranmaları beklenmektedir. Hastane ve benzeri kuruluşlarda, böyle bir olayın yaşanması, toplumda ciddi bir huzursuzluk ve güvensizlik yaratabilir. İşin boyutu, yalnızca bireysel davranışlarla sınırlı kalmayıp, sağlık sisteminin genel işleyişine de olumsuz yansımaktadır.
Bu nedenle, olayın giderek büyüyen etkileri üzerine yetkili otoritelerin gerekli incelemeleri ve düzenlemeleri yapması gerektiği düşünülmektedir. Türkiye’de sağlık hizmetleri sunan kurumlar, genel olarak kamu güveninin sağlanması noktasında sürekli bir denetim ve gözetim altında tutulmalıdırlar. Bu tür olayları önlemek ve benzer davranışların tekrar etmemesi için etik kuralların net bir şekilde belirlenmesi ve uygulanması oldukça önem arz etmektedir. Kamu görevlerinin çok önemli olduğu bir alanda, bu tür olayların yaşanmaması için halkın da daha dikkatli olması ve ilgili mercilere bildirimde bulunması gereklidir.
Okan Kemal Kaplan’ın durumu, ayrıca sosyal medyada da geniş yer buldu ve bu tür olaylara karşı halkın duyarlılığı ve tepkisi arttı. İnsanlar, demokrasi ve ifade özgürlüğü gibi kavramların, bireylerin öz yönetimi üzerinde olumsuz etk