DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın Açıklamaları
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık grup toplantısında önemli konulara değindi. Hatimoğulları, dünyadaki ve ülke içindeki hızlı gelişmelere dikkat çekerek, bu durumun halkları etkileyen kritik süreçleri beraberinde getirdiğini vurguladı.
2025’teki Küresel Sorunlar
Dünya genelinde karşılaşılan sorunların birbirine bağlı olduğunu dile getiren Hatimoğulları, 2025’in ortalarında ticaret savaşları ve Orta Doğu’daki gerilimlerin artmasının yeni çatışma risklerini beraberinde getirdiğini söyledi. Asya-Pasifik bölgesindeki hesaplaşmalar ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına yönelik krizler de gündeme getirildi. Özellikle Trump’ın aşırı sağ ve milliyetçi politikalarının belirsizlik yarattığına dikkat çekti. Ancak bu gidişata karşı dünya genelinde yükselen protesto seslerinin de olduğunu belirtti.
Dünya Kaynıyor
Açıklamalarında, dünya tablosunu “kaynamakta olan bir kazan” olarak tanımlayan Hatimoğulları, Trump’ın başlattığı vergi tarifeleri meselesinin artık sıradan gümrük uygulamalarının ötesine geçtiğini ifade etti. Bu süreç, küresel güçlerin rekabet aracı olma yolunda büyük bir güç savaşı haline geldi. Bu savaşın amaçlarının başında sömürü mekanizmalarının derinleştirilmesi geldiğini belirtti. Vergi politikalarının düzenlenmesi gerektiğini, adalet ve toplumsal refahın esas alınması gerektiğini vurguladı.
Avrupa ve Silahlanma
Aynı zamanda Avrupa’da kaynakların silahlanmaya aktarılmasına dikkat çeken Hatimoğulları, hukuk ve demokrasinin zedelendiği bir kıta manzarasının varlığını kaygıyla izlediklerini ifade etti. Demokrasinin, eşitliğin, özgürlüğün ve insan haklarının ihlal edildiğini, halklara güç politikalarının dayatıldığını aktardı.
Orta Doğu’daki Gelişmeler
Özellikle Orta Doğu’daki silahlanma durumu üzerinde duran Hatimoğulları, Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre dünya genelinde yapılan silah ithalatının önemli bir kısmının bu bölgeye gittiğini belirtti. Bu durumun, bölgedeki silah ve savaş döngüsünün devam edeceğini gösterdiğini dile getirdi. İran’ın bu yapısının halkların taleplerini göz ardı edemeyeceğini belirten Hatimoğulları, komşu ülkelerin İran’ı baskılamak yerine, halklarla barışçıl bir ilişki geliştirmeleri gerektiğini vurguladı.
Suriye’deki Durum
Suriye’deki geçici hükümetin kurulmasına ve hazırlanan geçiş anayasalarına rağmen, çeşitli inanç gruplarının dışlandığını söyleyen Hatimoğulları, Alevilere yönelik şiddet politikalarının devam ettiğini aktardı. Orta Doğu halklarının artık bu inkâr, baskı ve şiddet politikaları ile yaşamaktan yorulduğunu ve barış için demokratik dönüşüm talep ettiğini vurguladı. Baskıcı rejimlerin ya halkların taleplerini dikkate alması gerektiğini ya da krizlerle yüzleşmeyi sürdürmek zorunda kalacağını belirtti. Barışın sağlanmasının demokratikleşmeyle mümkün olduğunu ifade etti.
Halkların Mücadelesi
Hatimoğulları, dünya genelinde haksızlıklara ve zulme karşı halkların tepkilerini dile getirdiği birçok örnek paylaştı. Özellikle ABD, İran, Belgrad ve Tel Aviv gibi yerlerde barış talebiyle yapılan protestoların önemine vurgu yaptı. Türkiye’de de farklı kesimlerin hakları için sokaklarda olduğunu sürdürdüğünü belirtti. Tüm dünya halklarının, “Elinizi bizden çekin. Adil, demokratik ve savaşsız bir dünya istiyoruz” sesini yükselttiğini ifade etti.