Dünya genelinde yaşanan ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik gerilimler ve artan belirsizlikler, temiz enerji dönüşümünün hızını yavaşlatmış durumda. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Accenture işbirliği ile hazırlanan Enerji Dönüşüm Endeksi (ETI) raporuna göre, 120 ülkenin enerji sistemleri ve dönüşüm performansı incelendi. Rapora göre, dünya genelinde enerji sistemlerinde daha güvenli, sürdürülebilir ve adil bir dönüşüm süreci devam ediyor, ancak küresel belirsizlikler nedeniyle bu sürecin hızı azalıyor.
Raporda yer alan verilere göre, son 10 yılda 107 ülke enerji dönüşümünde ilerleme kaydederken, ekonomik dalgalanmalar, jeopolitik gerilimler ve teknolojik gelişmeler, dönüşüm sürecini zorlaştırıyor. Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan küresel yatırımların artması ve Sahra Altı Afrika’da dönüşüm performansının iyileşmesi umut verici gelişmeler arasında.
Geçen yıl rekor seviyeye ulaşan ETI puanlarına rağmen, 2022’de başlayan yavaşlama, 2023’te de devam etti. Küresel ETI puanlarındaki artış, bir önceki döneme göre daha az oldu. Bu yılın verilerine göre, ülkelerin büyük çoğunluğu enerji dönüşümünde olumsuz performans gösterdi.
Avrupa, temiz enerji dönüşümünde lider konumda bulunuyor. İsveç, Danimarka, Finlandiya, İsviçre ve Fransa gibi ülkeler, politik ve teknolojik faktörlerle desteklenen temiz enerji dönüşümünde öncü rol oynuyor. Fransa, enerji yoğunluğunu azaltarak ilk 5 ülke arasına girmeyi başardı. G20 ülkeleri arasında Almanya, Brezilya, İngiltere, Çin ve ABD önemli pozisyonlarda yer alırken, Türkiye 59. sırada bulunuyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki enerji dönüşümü farkı giderek azalıyor. Temiz enerji yatırımlarının gelişmiş ekonomilerde ve Çin’de yoğunlaşması, eşitlikçi bir dönüşüm için gelişmiş ülkelerden finansal destek ve ileri politikaların gerekliliğine işaret ediyor.
WEF Enerji Merkezi Başkanı Roberto Bocca, enerji dönüşümünün eşit şekilde ilerlemesi gerektiğini vurgulayarak, emisyonların azaltılması, temiz enerji çözümlerinin yaygınlaştırılması ve enerji yoğunluğunun azaltılması gibi kritik adımların atılması gerektiğini belirtti. Gelecekte, bu alanda yapılacak çalışmaların küresel enerji dönüşümünü hızlandıracağına inanılıyor.