Geçtiğimiz yaz mevsiminde Edirne’de yaşanan kuraklık, buğday üreticilerinin ekim dönemini etkiledi. Ekim sonrası gelen mevsimsel yağışlarla birlikte buğdaylar güzel bir gelişim gösterirken, kış aylarında beklenmedik sıcaklıklar tarımsal üreticileri tedirgin etti. Üreticiler, büyümeyi hızlandırmak amaçlı fazla azot gübresi kullandıklarında, buğdayların aşırı büyüyüp başaklanmadan erken gelişim dönemine girmesiyle sorunlar baş gösterdi. Edirne’deki bazı tarlalarda, buğdaylar hem yatma hem de kökboğaz hastalığına maruz kaldı.
Edirne Ziraat Odası Genel Sekreteri ve Yüksek Ziraat Mühendisi Cengiz Küçükduvan, havaların ılıman gidişi ve aşırı azotlu gübre kullanımının sorunların ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirtti. Kök boğaz hastalığının yağışlar sonrasında belirmesiyle birlikte erken ekim ve sık tohum kullanımıyla gübrelenen tarlalarda sorunlar artmaya başladı. Ayrıca, yüksek azotlu gübrelerin etkisiyle buğdaylar aşırı büyüyüp yatma sorunu yaşamaya başladı.
Küçükduvan, durumun genel anlamda kötü olmadığını ancak üreticilerin yatma durumu ve kökboğazla mücadele etmeleri gerektiğinin altını çizdi. Tarlalarda yatmaların artması durumunda buğdayların çürüme riskinin arttığını belirtti. Üreticilere, kök boğaz hastalığına karşı ilaçlama yapmaları ve bitkileri kalsiyum ve silisyum içeren ürünlerle desteklemeleri konusunda uyarılarda bulundu.
Edirne’de üreticilik yapan Emre Çalış, az yağış alan kış aylarında hastalıkların görünmeye başladığını ifade etti. Erken ekimin etkisinin de bu durumu artırdığını belirten Çalış, bazı üreticilerin aşırı gübreleme yapmasıyla buğdayların aşırı büyüyüp yatmaya yatkın hale geldiğini dile getirdi. Havaların sıcak gitmesiyle birlikte yatmaların arttığını ve yağışlara olan umutlarını dile getiren Çalış, nisan ayında güzel yağışlar olması durumunda verimin iyi olacağını umduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, Edirne’de yaşanan buğday sorunları genellikle erken ekim, aşırı azotlu gübre kullanımı ve kökboğaz hastalığıyla ilişkilendirilmektedir. Üreticilerin doğru gübreleme ve ilaçlama yöntemlerini uygulamaları, bitkileri kalsiyum ve silisyum içeren ürünlerle desteklemeleri ve hava durumunu yakından takip etmeleri, bu tarım sorunlarının önlenmesi ve ürün verimliliğinin artırılması için önemli adımlardır.