Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyesi olan Belediye Başkanı Ediz Martin, 14 işçinin sözleşmelerini feshederek işten çıkardı. Bu durum, ilçede büyük bir tepkiye neden oldu. İşten çıkarılan işçiler, Uzunköprü Belediye Başkanlık binasının da bulunduğu Atatürk Kültür Merkezi önünde çadır kurarak oturma eylemi başlattı. İşçiler, bu eylemleriyle haksız yere işten çıkarıldıklarını vurguladı. Ayrıca, söz konusu eyleme sendika üyeleri de destek vererek dayanışma gösterdi.
Uzunköprü Belediyesi’nden işçi çıkarılmasıyla ilgili herhangi bir resmi açıklama yapılmamış olması dikkat çekti. Ancak, mahalli kaynaklardan edinilen bilgilere göre, önümüzdeki günlerde 25 işçinin daha işten çıkarılacağı iddiaları dolaşmakta. Bu durum, işçilerin endişelerini artırarak eylemlerini daha da kararlı bir şekilde sürdürmelerine sebep oldu. Ediz Martin, 31 Mart seçimleriyle CHP’ye geçmeden önce İyi Parti’de yer alan bir politikacıydı ve başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, selefi tarafından istihdam edilen toplam 20 işçiyi de işten çıkardığı kaydedildi.
İşten çıkarılan işçiler, işe dönene kadar eylemlerine devam edeceklerini belirtirken, bu durum Uzunköprü’deki işçi hareketliliğini ve sosyal adalet taleplerini de gündeme taşıdı. İnternette yayılan haberlere göre, birçok vatandaş da bu işçi hareketine destek vermek için toplandı ve sosyal medya üzerinden dayanışma mesajları göndermeye başladı. Eylemcilerin, işten çıkarmaların geri alınması ve iş güvencelerinin sağlanması adına talepleri net bir biçimde sıralandı.
Tüm bu gelişmeler, yerel yönetimlerin işçi hakları konusundaki tutumlarını sorgulatıyor. Uzunköprü Belediye Başkanı Ediz Martin’in işçi çıkarmaları, bölgede ekonomik sıkıntıların daha da derinleşmesine ve iş güvencesinin tehlikeye girmesine yol açmakta. İşçi çıkarmaların gözde olduğu bir dönemde, işçilerin bir araya gelerek hakları için verdikleri mücadele, bu tür sorunların nasıl üstesinden gelinebileceğine dair umut verici bir örneği teşkil ediyor.
Sonuç olarak, Uzunköprü’deki işçi eylemleri, sadece bu bölgedeki işçilerin hak arayışının bir göstergesi değil, aynı zamanda Türkiye genelinde işçi sınıfının karşı karşıya kaldığı zorlukların ve sosyal adalet taleplerinin de bir sembolü haline gelmiş durumda. İşten çıkarılan işçilerin hiçbir şekilde haklarını kaybetmemesi ve diğer işlerin durumunun da göz önünde bulundurulması gerektiği ifade ediliyor. Bu tür olayların, işçi sendikaları ve yerel yönetimler tarafından dikkatle izlenmesi gerektiği unutulmamalıdır.
