Öğrencilerin Eğitimde Tasarruf Politikalarına Tepkisi
2025 yılında, Türkiye’deki öğrenciler, eğitim alanında uygulanan tasarruf politikalarına karşı önemli bir protesto gerçekleştirerek seslerini duyurmak istediler. Bu protesto esnasında, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürümek isteyen öğrenciler; üzerinde ‘Eğitimde tasarruf olmaz’ yazılı büyük bir pankart taşıdı. Öğrenciler, eğitimde harcamaların kısıtlanmasının kabul edilemez olduğunu vurgulamak amacıyla bu yürüyüşü düzenlemişlerdi.
Protestocular, aynı zamanda ‘Diyanete değil eğitime bütçe’ yazılı dövizlerle de dikkat çekmek istediler. Bu mesaj, hükümetin eğitim bütçesine yeterince öncelik vermediğine dair bir eleştiri niteliği taşıyordu ve birçok öğrencinin ortak görüşünü yansıtıyordu. Fakat, bu demokratik hakkını kullanmak isteyen öğrenciler, polisle karşı karşıya geldiler.
Yürüyüşün başlamasıyla birlikte, polis ekipleri hızlı bir şekilde eylem alanına müdahale etti. Öğrencilerin yürüyüş yolu, polis aracıyla kesildi ve ardından güvenlik güçleri öğrencilere müdahale etmeye başladı. Polis, etkinliğin düzenlendiği alanda kalabalığın oluşmasını önlemek amacıyla sert önlemler aldı ve bir kısmı gözaltına alındı.
Öğrencilerin başlattığı eylem sosyal medya ve çeşitli haber platformları üzerinden geniş yankı buldu. Eylemi görüntülemek isteyen basın mensuplarının da polis kalkanlarıyla engellenmesi, basın özgürlüğünün bir kez daha sorgulanmasına neden oldu. Polis, basın mensuplarının protesto anlarını kaydetmesini istemedi ve bu durum gazetecilerin işini yapmakta zorluk çekmelerine yol açtı.
Eğitimde uygulanan tasarruf politikaları, üniversite öğrencileri arasında büyük bir rahatsızlık yaratmıştı. Öğrenciler, hükümetin eğitim harcamalarındaki kısıtlamalar ve yatırımların azalması nedeniyle gelecekte alacakları eğitim kalitesinin düşeceğinden endişe ediyorlar. Onlar için bu durum, sadece bugünü değil, geleceklerini de tehdit eder nitelikte.
Öğrencilerin bu eylemi, sadece bir grup genç insanın isyanı değil, aynı zamanda Türkiye’de eğitim sisteminin genel yapısına da bir eleştiri olarak değerlendiriliyor. Eğitimde daha fazla kaynak ayrılması gerektiği, akademik özgürlüğün ve kaliteli eğitimin herkesin hakkı olduğu inancıyla hareket eden öğrenciler, bu tür eylemlerle taleplerini duyurmayı amaçlıyorlar.
Öğrencilerin ‘Eğitimde tasarruf olmaz’ sloganı, ekonomik sorunların eğitim alanında da hissedildiğini gözler önüne seriyor. Eğitim ile ilgili bütçe kısıtlamaları, derslik sayısının azalması, öğretmen eksiklikleri gibi pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu durum, eğitim sistemini olumsuz etkileyerek gençlerin geleceğine de darbe vurmaktadır.
Protestolar sırasında meydana gelen gözaltı olayları, yasal çerçeve içinde analiz edildiğinde, bu tür demokratik hakların ihlal edilip edilmediğini gündeme getiriyor. Öğrencilerin barışçıl bir şekilde taleplerini dile getirmesi beklenirken, güvenlik kuvvetlerinin sert müdahaleleri, toplumun farklı kesimlerinde tepkiyle karşılandı. Bu durum, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve toplantı özgürlüğü konularındaki tartışmaların yeniden alevlenmesine neden olabilir.
Eğitimde tasarruf politikalarına karşı duruş sergileyen bu öğrencilerin eylemi, yalnızca bugüne mahsus bir olay değil. Eğitime harcanan bütçenin azalmasının sonucunda, toplumun geleceği için kaygılar gittikçe artıyor. Her yıl daha fazla öğrenci, eğitimde niteliğin düşmesinden ve yeter