Türkiye’nin 2023 yılı içerisinde yaşadığı ekonomik kriz, günlük hayatı etkileyen birçok olumsuz durumu beraberinde getiriyor. Bu kriz nedeniyle her geçen gün temel gıda maddeleri başta olmak üzere birçok ürüne zam gelmesi, vatandaşları zor durumda bırakmakta ve yaşam mücadelesi vermeye itmektedir. Artan enflasyon oranları, halkın alım gücünü ciddi anlamda eritirken, bunun sonucunda birçok insan gıda ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekmektedir.
Özellikle Afyon ilinde yaşanan son gelişmeler de bu durumu gözler önüne seriyor. Burada, ekmeklerin gramajının düşürülüp fiyatlarının artırılması, yerel medyada “sağlıklı yaşam” anlayışı ile sunulmaya çalışılsa da, vatandaşlar bu duruma anlam veremedi. Radikal bir şekilde ekmeğin gramajı 260 gramdan 220 grama indirilirken, bu değişiklikle ekmeğin satış fiyatı da sabit kaldı. Bunun sonucunda ekmeğin kilosu, 38 liradan tam 45 liraya yükselmiş oldu.
Afyon’daki fırınlar, önceden 260 gram olarak satılan ekmeği yeni düzenlemeyle 220 gram olarak satışa sunmaya başladılar. Ancak, fiyatların aynı kalması dikkat çekici bir durum. Yerel gazete Yeni Akit, bu ekmek zamlı satışını “sağlıklı yaşama geçiş” olarak değerlendirse de, bunun halk nezdinde ciddi bir tepki topladığı ortada.
İnternet üzerinden ve sosyal medya platformları aracılığıyla vatandaşlar, Yeni Akit’in bu habere düşülen yorumda yapılan açıklamalara karşı çıkarak yoğun bir eleştiride bulunmuşlardır. “Ekmeğin gramajı düşürülüp fiyatı düşürülmediyse bu ‘zam’dır” ifadesi, sosyal medyada çokça paylaşılan bir görüş oldu. Kullanıcılar, “Gramajı sağlık için düşüyorsa fiyatı neden o oranda düşmüyor?” ve “Yılın algı çalışması” mesajlarıyla tepkilerini dile getirdiler.
Ekonomik kriz ve artan enflasyon, sadece fiyat artışlarını değil, aynı zamanda temel ihtiyaçların karşılanmasında da zorluklar yaratıyor. Bu durum, özellikle dar gelirliler için daha da zorlayıcı hale geliyor. Ekmeğin gramajının düşürülmesi ve fiyatının aynı kalması, bu dönemde halkın alım gücünün geçtiğimiz dönemlere nazaran ne denli azaldığını da gözler önüne seriyor. Türkiye’deki ekonomik durumun her geçen gün daha da kötüleşmesi, vatandaşların tepkisini dolaylı yoldan artırmakta ve bu da önemli bir sosyal sorunu gündeme getirmektedir.
Özellikle bu tür uygulamaların toplum üzerindeki etkisi sorgulanırken, yerel yönetimlerin ve hükümetin atması gereken adımlara daha fazla dikkat edilmesi gerektiği anlaşılıyor. Halkın yaşadığı zorlukların giderilmesi ve temel ihtiyaçların daha uygun fiyatlarla karşılanabilmesi için bir dizi reform ve düzenlemenin acil olarak hayata geçirilmesi gerekmektedir.