Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığına atandığı dönemde, ekonomik durumu dengelemek için bir program başlattı. Ancak, programın birinci yılında, Şimşek’in “ekonomide doğru yolda olunduğu” açıklamasına rağmen, dar gelirli kesim daha da fakirleşti. Faizler yükseldi, enflasyon zirveye çıktı ve alım gücü azaldı. Sabit gelirlilere ay sonunu değil, ayın ortasını geçirmekte zorluk yaşandı.
İkinci yıla giren Şimşek, hala ekonomik sıkıntıların devam ettiğini gördü. Asgari ücrete ve düşük emekli maaşlarına yapılan artışları kısıtlarken, yeni vergiler, zamlar ve tasarruf önlemleri uygulayarak ekonomiyi yavaşlatmaya devam etti. Yakınlarda, mazotun litre fiyatının 40 lirayı aştığını, ekmeğin 10 liraya yükseldiğini ve diğer temel gıda maddelerinin fiyatlarının arttığını gördük. Enflasyon da yüzde 75’i aşarak insanların alım gücünü daha da düşürdü. Emekli maaşları yetersiz kalırken, yoksul sayısı arttı ve insanlar borç batağına saplandı.
Mehmet Şimşek, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, harcama disiplini, tasarruf, vergide adalet ve verimlilik odaklı maliye politikalarına devam edeceklerini belirtti. Ancak, vatandaşların bu politikalar yüzünden zor zamanlar geçirdiği ve yoksulluğa mahkum edildiği bir gerçek. Emeklilerin ve asgari ücretlilerin durumu her geçen gün kötüye giderken, ekonomik belirsizlikler artmaya devam ediyor. Şimşek’in açıklamalarına rağmen, halkın yaşadığı sıkıntılar ve ekonomik kriz devam etmekte.
Tasarruf tedbirlerinin vatandaşları olumsuz etkilediği, enflasyonun artmasına neden olduğu ve yoksulluğun yaygınlaştığı bir dönemde, Şimşek’in politikaları eleştirilmeye devam ediyor. Emeklilerin yaşadığı maddi sıkıntılar, asgari ücretlilerin geçim sıkıntıları ve genel ekonomik belirsizlikler, halkın geleceğe dair endişelerini artırıyor. Şimşek’in açıklamaları ve politikaları, gerçek ekonomik ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalırken, halkın ekonomik geleceği konusunda belirsizlik devam etmekte.
