Günümüzde hızla gelişen teknolojiye ayak uydurma çabası, elektrifikasyon çağının önemli bir simgesi olan elektrikli araçlarla daha belirgin hale geliyor. Özellikle mahallelerde, “uzatma kablosuyla” araç şarj eden komşularımızı görmekteyiz. Bu durumun sebeplerinden biri, elektrikli araçların şarj maliyetlerini düşürme isteği, diğeri ise Türkiye’de elektrikli araçlar için geliştirilmiş yeterli şarj altyapısının olmaması. Dolayısıyla bu şahsi çözümler, sürücülerin hayatını kolaylaştırmaya çalışırken aynı zamanda sorunları da beraberinde getiriyor.
YAZAN MENZİL YOLLARA UYMUYOR…
Elektrikli araçların karşılaştığı sıkıntılardan bir diğeri ise menzil sorunudur. Birçok elektrikli araç sürücüsü, üretici firmaların kataloglarında belirttiği menzil değeri ile gerçek hayattaki menzil deneyimi arasında büyük farklılıklar olduğunu dile getiriyor. Örneğin, bazı sürücüler arabalarının teknik özelliklerinde 500 km olarak belirtilen menzil değerinin, yolda yalnızca 300 km’ye düştüğünü ifade ediyorlar. Bu durum, sürücülerin güvenliğini ve yolculuk planlarını etkileyen ciddi bir sıkıntı haline gelmiştir.
SOĞUK HAVALAR BATARYANIN KABUSU
Hava koşulları, elektrikli araçların performansını ciddi şekilde etkileyen bir faktördür. İçten yanmalı motorlar ile çalışan araçların aksine, elektrikli araçlar soğuk hava koşullarından oldukça fazla etkilenir. Soğuk havalarda bataryanın ısısı düşer, bu da otomobilin menzilini doğrudan etkiler. Bu durum, özellikle soğuk ve yağışlı havalarda, sürücülerin yolda kalma riski ile karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Şüphesiz, bu kimsenin istemediği bir durumdur ve sürücüler için büyük bir sıkıntı yaratmaktadır.
UZUN YOLCULUKLAR DAHA DA UZUYOR
Özellikle uzun yolculuklar söz konusu olduğunda, elektrikli araçlarla yapılan seyahatler beklenenden çok daha uzun sürebilir. Benzinli veya dizel motorlu bir araç ile 4 saatte katedebileceğiniz bir mesafe, elektrikli araçla yaklaşık iki katı süre alabilir. Düşük menzil kapasiteleri nedeniyle, çoğu durumda sürücülerin yolculukları sırasında bir kez şarj etmesi gerekir; bu da en az 2 saat ek süre demektir. Üstelik şarj istasyonlarında sıra beklemek gibi ek bir sorun da bulunuyor.
İSTASYONLAR YETERSİZ, KABLOLAR SOKAKLARDA
İstanbul’da bile şarj istasyonlarının yetersizliği, elektrikli araç sahiplerinin karşılaştığı ciddi bir sorundur. Şarj istasyonu bulmak, özellikle İstanbul’un doğusuna doğru gidildikçe daha büyük bir problem haline gelmektedir. Bunun yanı sıra, mobil uygulamalarda şarj istasyonu olarak belirtilen yerlerden bazıları, araç sahiplerine ulaştıklarında “çalışmadığı” uyarısını verebiliyor. Bu durum, sürücülerin güvenle yolculuk yapmasını ve planlarını gerçekleştirmesini zorlaştırıyor.
MALİYETİ CİDDİ ANLAMDA DÜŞÜRÜYOR
Elektrikli araçların dezavantajlarının yanı sıra, birçok avantajı da bulunmaktadır. Örneğin, elektrikli araç sahipleri evlerinde araçlarını şarj ettiklerinde yakıt tüketim maliyetleri önemli ölçüde azalır; yaklaşık olarak üçte birine düşmektedir. Ayrıca, benzinli araçlara göre daha sessiz çalışan elektrikli araçlar, yüksek teknoloji ile donatılmış olmaları nedeniyle kullanımları da son derece konforlu bir deneyim sunmaktadır. Bu unsurlar, elektrikli araçların gelecekte daha fazla benimsenmesini sağlayabilir.