2030 yılına kadar dünyadaki elektrikli otomobil sayısının 10 kat artması ve satılan araçların yüzde 60’ından fazlasının elektrikli olması bekleniyor. Türkiye’de ise bu yılın ocak-eylül döneminde 746 bin 595 otomobil trafiğe kaydedildi ve bunların yüzde 63,1’i benzinli, yüzde 14,6’sı hibrit, yüzde 12,4’ü dizel, yüzde 8,8’i elektrikli ve yüzde 1,1’i LPG yakıtlı olarak belirlendi. Elektrikli otomobillere rağbet, düşük bakım maliyetleri nedeniyle artıyor ve bu durum elektrikli otomobil servislerinin yaygınlaşmasına neden oluyor.
Elektrikli araç bakımı, içten yanmalı araçlara göre daha düşük maliyetli ve uzun vadeli olduğu için kullanıcıların tercihlerinde etkili oluyor. Polen filtresi değişimi ve fren hidroliği kontrolü, elektrikli araçların rutin bakımlarının genelini oluştururken, içten yanmalı araçlarda motor yağı, filtreler ve diğer bakım maliyetleri de dahil olabiliyor. Elektrikli araç servis müdürü Hızır Öksüz, elektrikli araçların çevre dostu olduğu kadar, servis hizmetlerinde de farklı bir bakış açısına sahip olduklarını belirtiyor.
Elektrikli otomobil tamircileri, içten yanmalı araçlara göre elektrikli araçların bakımının daha basit ve kısa sürede yapıldığını ifade ediyor. Elektrikli araç kullanıcısı Akın Terler, hem ötv avantajından yararlanmak hem de bakım maliyetlerinin düşüklüğü nedeniyle elektrikli araçları tercih ettiğini belirtiyor. Elektrikli araç satış direktörü Barış Aygen ise müşterilerin elektrikli araçlarla ilgili meraklarını gidererek doğru bilgi vermeye çalıştıklarını belirtiyor.
Sonuç olarak, elektrikli araçların bakım maliyetleri düşük olması, çevreci olmaları ve kullanıcılarına sürüş keyfi sunmaları nedeniyle tercih edilme oranları artmaktadır. İçten yanmalı araçlara göre daha basit ve uzun vadeli bakım gereksinimi olan elektrikli araçlar, gelecekte daha da yaygınlaşarak otomotiv sektöründe önemli bir yere sahip olacaktır.